28.5.14

Belirtisiz İsim Tamlaması

03.32'

Konuşamadığını fark edince, eline aldığı kağıda kusmaya başlıyor içindekileri..

“O satırları kaç defa okudum hatırlamıyorum. Sanki daha yavaş okudukça bir şeyler bulacakmışım gibi, her noktasına virgülüne anlam yükleyerek defalarca okudum hepsini. Belki satır arasının birinde kendimi bulurum diye bugün en baştan tekrar okudum onca okumalar yetmezmiş gibi, sanki daha önce hiç okumamışım gibi.
Bulamadım. Hiçbir cümlenin hiçbir kısmında yoktum. Hiçbiri bana kendimi hatırlatmadı. Ne ben vardım ne gölgem ne sesim ne sözüm. Başkasının hatıraları arasına sıkışmış gibi hissettim kendimi. Senin hiç böyle hissettiğin olmuş muydu? Bir başkasının karartısı altında kaybolduğun. O karanlıktan kurtulmak için çabaladıkça yok olduğun. Hiç ‘o’ olmak istediğin bir anın oldu mu? Ya da şöyle sormalı.. hiç birini tanımadan ondan nefret ettin mi? Nefret denilemez belki ama.. kızgınlık belki.Belki de kıskançlık. ‘Senin yüzünden hiç tanımadığım birine çok kızgınım’ diyebileceğim bir var mı diye düşünüyorum.. (evet var) Nedenini inan bilmiyorum.”

Kendi yazdıklarına dönüyor sonra.. bazı zamirler çok acı veriyor işte. Sayfanın sol üst köşesinde 1.03 yazan bir kağıdı buluyor şimdi de. (1 Martı kastediyor belli ki; yıl önemli değil) Sanki her kelimesini ezberlemek istiyormuş gibi defalarca okuyor. Kafasını kaldırmadığından ağlayıp ağlamadığını anlamıyorum. Ama mutsuz. Bunu için yüzünü görmeme gerek yok.
Tekrar tekrar okuyor…

 (1.03)
"Canım öyle sıkkın ki kusana kadar ağlamak istiyorum. İçimde bir şeyler çok derin kanıyor. Durduramıyorum.
Bak yine..
Bardak taşma noktasında. Su ağzına kadar.. üzerine eğilip içiyorum; ama çok zor oluyor. Tam içerken biri adımı söylüyor. Derinlerden biri sesleniyor. Kafamı o kadar ani çeviriyorum ki.. bardak tuz buz; masa ıslak. Sana bakıyorum gözlerin ıslak; ağzın ıslak.
Cam parçalarını toplamaya çalışıyorum. Cam parçası parlıyor her yer. Başka yollar arıyorum; her gece. Her gece susturuyorum kendimi.
Çok özledim.
Yine boktan bir gece ve yine mutsuzum.

Üstelik şubat bitti, ben ise marta henüz hazır değilim. Hiç..”


E.