19.7.12

What happens in Vegas..


  Ups! Başlık yanıltmasın sizi.. ben başka bi filmden bahsedeceğim şimdi.. - kısa bi yanlış anlaşılma için özürler.. bir ara onu da konu edinir, telafimi ederim- her şey yoluna girdiğine göre başlayalım..

  Hayatta değişken değişimi diye bir şey var! Nereden mi biliyorum.. -matematik dersinden- demek isterdim ama ne yazık ki o kadar değil.. bi film öğretti bana bunu –filmler boş şeylerdir diyenlere kapak olsun bakın neler öğreniyor insan-
  Ben okulda öğrendiğim matematik dersi hayatımın hangi kısmında işime yarayacak diyenlerdenim yani anlayacağınız. Ama anlaşılan o ki Benjamin öyle değilmiş… peki öyleyse.. bu kadar edebiyat yeter. Hadi bakalım şimdi şu soruyu cevaplayalım…
   Bir yarışmadasın ve sunucu sana üç kapıyı gösteriyor. Diyor ki birinin arkasında araba var sence hangisi? Misal sende 1i seçiyorsun.. bunun üstüne sunucu teker teker kapıları açtıracağını söylüyor ve 3. kapıyı açıyor. Vee bingo! Boş.. 
sonra ise yavaş adımlarla sana doğru ilerleyen ukala sunucu yeni bir öneri sunuyor. Eğer istersen diyor.. fikrini değiştirip 2yi seçebilirsin… Şimdi böyle bir durumda sen olsan fikrini değiştirir misin?

  Hımm.. ben olsam mesela.. asla değiştirmem fikrimi. Alçak sunucu beni tuzağa düşürmeye çalışıyor, yermiyim ben bunu havalarında kararlıyım derim. Sonuç.. hüsran tabii ki.. nereden mi biliyorum..
Hani yukarda bahsettiğim zeki adamımız Ben var ya ondan.. o benim gibi yapmıyorda…
“ilk üç kapıda doğru kapıyı bulma şansım %33.3 iken şimdi doğru kapıyı bulma şansım %66.7.” -tabi adam zeki. Bu hesapları kafasından yapıyor. benim gibi basit toplama çıkarma işlemlerini bile hesap makinesinde yapan biri için bu mucize- ve devam ediyor.. “%66.7 için teşekkür eder 2yi seçerim” diyor.. vee alkış!

  Yani formül şu: hangi kapıyı seçeceğinizi bilmiyorsanız değişken değişimini hesaplayın..

  Kumar oynamak öyle her yiğidin harcı değildir, hele benim hiç değildir. Bu konuda pek soğukkanlı olduğum söylenemez..  mesela en basitinden arkadaşlar arasında blöf oynamayı bile beceremeyip, arkadaşlarımın eğlence kaynağı olan ben.. bu halimle büyük oyuncu olurum kesin.. bekle beni 21:)


                                                                                                                                                       '21'

  Yani açıkçası.. ‘winner winner chicken dinner’ pek benlik bişi değil. Buna alınmıyorum, gocunmuyorum da.. hem zaten benim sayılarla aram kendimi bildim bileli kelimelerle olduğu gibi olmadı ki..
  Ama böyle filmleri çok severim, orası ayrı tabi. Oceans serisini de büyülenmiş gibi izlemiştim mesela.. asla yapamayacağım bir şey olduğundan herhalde pek bir cazip gelmişti. Neyse işte.. bunu da sevdim.. hem zaten Kevin’i severim, başroldeki yakışıklı arkadaştan bahsetmiyorum bile^^

  Oyunun adı 21, çocuğun yaşı 21.. bu film iki yıldır rafta durmasına rağmen onu izlediğim şu sıralar -yaklaşık 45dakika öncesi oluyor- 21 yaşımın içindeyim.. bu bir tesadüf olamaz.. of aman tanrım! Bu biir.. bu biir..

  O halde.. ne yapalım.. küçük notlarımıza geçelim…


dipnot* : “sadece bir kere 21 yaşında olursun, o da çabuk geçer”.. ne yapmak gerek şimdi.. 5-6 ay kaldı şunun şurasında.. bi vegas yapıp gelsem mi?

dipnot**: ve sonuç olarak.. değerli filmimizden almamız gereken hayat dersi:
              “değişken değişimini hesaba katın” .. yani.. matematiği küçümsemeyin..

E.

4 yorum:

  1. ayy ben de şey sandım o filmden bahsettinnn ama bu da güzel olmuş :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. daha sonra bi gün ondan da bahsederim Mia'cım seni mi kırcam^^

      Sil
  2. ben birgün vegas'a gidicem. Jim'i de alırsam yanıma süper olcak.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. bu yıl gittin gittin.. esas yaşta mesele^^

      Sil