Kasımı geçemediğim, aralığa
alışamadığım, ocağı beklemediğim şu günlerde yine bir playagain ile daha
sizlerleyim:)
'Sweet November'
Dün gece oturdum, bir türlü uyku
tutmadı dedim ki bi film izleyeyim.. düşündüm düşündüm… (yalan!)
Dün tüm gün gece film
izleyeceğimi biliyordum, hatta ne izleyeceğimi de biliyordum. Takvimdeki tarih
aralığın 15ini gösterse de ben 1 Kasım deyiverdim.. gece 3
sularında çektim battaniyeyi üstüme, aldım laptopu kucağıma, taktım
kulaklığı, başlattım filmi.. sweet november!!
Aradan uzun bir zaman geçtiğini
filmin ilk sahnesinde.. “aa böyle miydi ya burası” dediğimde anlamış
bulundum. Aradan uzun bir zaman geçse de
etkisinin aynı olduğunu filmin sonunda zaten biliyordum.
Hayat nedir diye sorduğumuzda hep
kendimizi düşünürüz dimi? Sanki hayat kendimiz, biz olmasak yaşam olamayacak
gibi bahsederiz hep. Şu dünyada sırf bundan ötürü diyebilirim ki en bencil
yaratıklarız biz övünmek gibi olmasın.. ama esasında gerçek öyle değildir.
Bunun farkında olmamız da bizi en akıllı yaratık yapıyor böylece. Hayat aslında hiç durmaz, hiç gecikmez, hiç
yorulmaz.. sürekli olarak etrafımızda gerçekleşir. Zamanı durduracağımızı
düşünmek ise.. her halde yüzyılın yalanıdır!
Aşık olmak… hep tartışırız ya
hani. İlk görüşte aşk var mıdır? Çok erken değil mi daha evlenmek için? Onu mu
buldun bula bula? Ben nasıl ona aşık olurum? Henüz birbirimizi tanıyalı 1 ay
oldu, çok yeni değil mi? 1 ay… “anlamlı olacak kadar uzun, ve sorun
çıkarmayacak kadar kısa” –öyle diyor Sara.. ben demiyorum! Elçiye zeval olmaz^^
Saydığım tüm o sorular ya kendi
kendimize sorduğumuz, ya da çevremizde çok duyduğumuz şeyler değil de ne! Biz hep
kuralları koyup koyup, onları ihlal etmemeye çalışıyoruz farkında mıyız? Bu kurallar
bizim aklımızın oyunu.. sözde en akıllı yaratıklarız ya biz.. olmaz olası..
Ama gel gör ki.. insan kendi
kurallarını an gelir ihlal edebilir. Hem de bir an olsun düşünmeden, ya da
düşünmek olsun diye düşünerek.. ne fark eder… bir bakarız ki kuralsızlığın
kuralını oluşturuvermişiz.
dipnot*: Nelson’un en güzel
hediyesi kendi sesi değil de ne:)
dipnot**: her şey 1 fincan kakao
ile başlamadı mı?
dipnot***: dün gece rüyamda bile
kasım’da kalmışım ben.. film etkisi diye buna derim:)
özlüsöz*: “hayatımı yaşıyorum,
üstelik geç kaldım”
veee en can alıcı darbeyi en sona
sakladım. Önce bir tıktık^^ ve gözler kapansın…
E.
Merhaba, blogunuz ve içeriği çok hoşuma gitti.. Bende bloguma beklerim şimdiden teşekkürler,sevgiler...
YanıtlaSilwww.bensukaya.com
teşekkürler:)
Silizleyesim geldi tekraar :)
YanıtlaSilbu gece de bana yazılar yazdırabilir belki..
blogun niye bu kadar tatlı olmak zorunda ^^
aa çok teşekkür ederim, mutlu ettin beni^^
Silizle izle.. bu filmi izleyip kalemi durdurabilene aşk olsun:)
çok acayip bir film zaten keanu hastası olduğumdan bu filmi durup durup izliyorum..klasik oldu bu film gerçekten
YanıtlaSilkeanu konusunda tüm içtenliğimle sana katılıyorum Milena^^
Sil