Şiirlere olan düşkünlüğümü biliyorsunuz. Bazen saatlerce
kendimi şiirlerin içine hapsebiliyorum. Tek bir cümleyi yüzlerce kez okuduğum
bile olmuştur.
Ama şiirlerden daha çok şairlerin
hayatıdır aslında beni kendine çeken. Turgut’un, Tomrise aşkı yüzünden sevdim.
Cemal’in ismini kendi koyduğu sevgilisi Elif var mesela..
Sylvia Plath’den bahsetmiştim
daha önce. Bugün ise 13 Ekim, yani Sylvia deyince aklıma gelen ilk ismin;
Nilgün Marmara’nın ölüm yıl dönümü. (intiharının üzerinden yirmiyedi yıl
geçmiş..)
“Erken vazgeçişlerim vardı benim
Seninse
Erken tükenişlerin
Ve gece
Uygun değildi beklemeye
Yine de bekledim..
Avucumda unutulmuş binlerce gölge
Yeraltında öldürülmeyi bekledim
Günışığı vururken gözüme
ölmeyecektim
Katilim yoktu
Katilim çok.."
E.
"Ne sevebilirdim, ne sevilebilirdim,
YanıtlaSilÇünkü bilirdim, sevmek aşkı, aşk sevmeyi ödürüyormuş" diye saçma ekleme yaparmışım? :)
yapmış kadar oldun:)
Sil