20.5.16

Hello!!

Vuhaa! Sanırım bloga ara verme rekorunu kırdım. Belki birkaç ay ama bildiğin bana asır gibi geldi. Anlatacak çok bir şey yok ya da aslında var. hem hiçbir şey yapmayıp, hem de çok şeyin altında ezilmemeye çalıştığım günlerdeyim. Sanırım pek bir şey anlamadınız.. sorun değil ben de pek anlamıyorum bu aralar kendimi. Bu bir geri dönüş yazısı değil. Zaten ne zaman söz versem, hiç tutamadım. Realitede bu kadar sözünde duramayan biri değilim ama, iş yazmaya gelince böyle bir nutkum tutuluveriyor bazen. Gerçi bu aralar fazla konuşur oldum; yorulmuş olabilirim.

Birkaç blog arkadaşım tebrik etti, hatta kendi evlerinde bunu yüksek sesle dile getirdiler.. Ee ben de söyleyeyim.. uzun zamandır buralarda olmayışımın nedeni esasında FilmLoverss’ta yazmaya başlamam. Evet sonunda uzun uzun sinema konuşacağım insanların arasında kendime yer buldum. saatlerce kafa patlatabiliyorum mesela.. hiç gocunmuyorum:) bunu beni yıllarca buralarda gören arkadaşlarım anlayacaktır, yeni tanıyan arkadaşlarım sizi uzun bir arşiv yolculuğu bekliyor. 2011’den beri baya bi yol kat ettik birlikte..



Şimdi biraz duygusallaşacağım.. hazır mısınız? deneme bir iki..

Bugün şöyle bir eski yazılarıma baktım, blogda tanıdığım insanlara doğru yol aldım.. onların yorumları benim yorumlarım.. çok olmuş be dostlar! Sizi tanımadan önce biri bana ‘blog arkadaşlığı’ diye bir şey var deseydi.. ne gülerdim ama. Sanal bir ortamda arkadaşlık mı olurmuş derdim. Oluyormuş, oldu valla! Bal gibi oldu! Ben rengarenk insanlar tanıdım, kimi zaman yazılanlara onlarla birlikte üzüldüm kimi zaman eğlendim, çok farklı karakterlerle karşılaştım ve hepsini ayrı ayrı çok sevdim. 

Geriye dönüp baktığımda, ilk yazmaya başladığım andan itibaren yanımda hep olan Mia var mesela! O kadar tatlıdır ki.. kelimelerle anlatamam. yetmez olmaz, bulamam o nadide sözcükleri.. tanımanız gerek. tanımıyorsanız fazla vakit kaybetmeyin derim, gerçi bu alemde onu tanımayan kaldı mı ki ehehe..

Sonra.. eskilere gideyim.. Lunarita vardı, artık pek yazmıyor. ne güzel anlatırdı içinden geçenleri, hatta bazen o kadar güzel anlatır ki, ‘ayynen ben de öyle düşünüyorum’ demekten başka çare bırakmazdı bana. Hislere tercüman.. hayallere ayna.. der demez; bu yazıda ‘Antiparadigma’ya yer vermeden olmaz. ahh Zeynep ah senin kelimelerine bakıp az mı ağladım... hala kayıtlı bir sürü yazın var. her biri bir şekilde benim kalbime dokunmuş işte.. 

Sonraa.. eskilere gidiyorsam ee tabii ki Summer’a uğramadan geçip gidilir mi.. her zaman hayran olmuşumdur ona; yaratıcı fikirlerine, çektiği fotoğraflara, o tatlı videolara.. hatırlıyorum da üniversite hazırlık döneminde sanki kendi kız kardeşimmiş gibi heyecanlanıyordum; her yazısını okuduğumda. Aa tabi bir de muhteşem serileri olurdu. Harikalardı hepsi <3

Şimdii.. yaratıcı yazı deyince.. belki çok eskilere dayanmaz arkadaşlığımız ama; yaratıcılık konusunda takdir ettiğim ve beğeniyle takip ettiğim bir kişi daha var kii.. karşınızda Mutlu Keçi!! ayrıca oda dekorasyonun ve tatlış fotoğraflarınla her zaman aklımdasın:) beetlejuice halini unutmadık ahaha..

Eveet.. eskilere doğru son bir kez daha bakayım.. Deeptone var tabii!! hiç unutur muyum.. bence gelmiş geçmiş en vefalı ve yazı yazma konusunda en istikrarlı yazarlardan biridir kendisi. Sonra.. Ezgi! ahh be.. bol bol gezer o, hep gezer:)

Benim gibi uzun aralar vermesiyle ünlü; sürekli dönüş sözleri veren ama hiç tutmayan Afede! sana da selamlar öpücükler:)

Dizi, film, müzik önerileri deyince aklıma tek bir kişi geliyor! O da tabii ki Zihin! sen olmasan ben daha kimleri neleri bilmezdim ya.. o meydan okumalar olmasa bucketlist’im bu kadar kabarık olmazdı. Bu arada.. artık yazmasa da; uzun uzun zaman playlistleriyle avunduğum; bana şuan taptığım bir çok müzisyeni sevdiren tatlı arkadaşım Helloradio’ keşke yine yazsan..

Keşif dendi mi.. atlamamam gereken bir diğer isim de tabii ki sevgili Mert. Dawsons Creek sayesinde blogumu keşfettiğini söylediği zamanı hatırlıyorum ya.. iyi ki keşfetmiş iyi ki tanımışım onu:) ahhh nasıl unuturum.. Vişne! sana sesleniyorum:) #hergüngüzelbirfilm ha-ri-ka!! Ve ve ve tabii ki bu dünyanın en orjinal en güzel balığı Cessie <3


Allahıım.. kesin birilerini unuttum.. şimdiden unuttuklarımdan özür dilerim. 
Çok ani bir şekilde başıma vuran sevgi pıtırcıklığımın sonuna geldik. Bunda katkıda bulunan herkese çook teşekkür ederim. İyi ki varsınız!

5.2.16

#Dizi Meydan Okuması 15-30 -SON

Selam arkadaşlar!
Filmmeydanokumasını hayatımın en yoğun döneminde güzel güzel takip etmiştim, bir sürü yazı yazmıştım.. dedim bu kez işim gücüm de yok. Ohh sakin sakin yazarım. Nerdee..

İşte öyle böyle sonuna erdiriyorum. Hadi hayırlısı..

#15 Müziklerini çok Sevdiğiniz Dizi?

Müzikler filmlerin/dizilerin vazgeçilmezi.. onlarsız herhangi birini düşünemiyorum bile:) Aslında bir çok şarkıyı keşfetmemin en güzel yoludur soundtrackler. Her birinden mutlaka en az bir şarkıya bağlanmışımdır. Ama ama bir tanesi var ki.. mutlaka her bölümde bir adet şarkıya takılmamı sağladı. O da hayallerimin başkenti NewYork’ta geçen Felicity! Yahu senin o ‘dear Sally’ diye başlayan ses kayıtlarını bile özledim.. bi şükran günü bölümü açayım da izleyeyim.

Beni hep mutlu eden Eagle Eye Cherry’nin Save Tonight’ı keşfetmişim be! Daha ne olsun:)



#16 En Başarılı Dönem Dizisi?

Dönem filmlerine karşı olan hayranlığım ve takıntım, düşünüyorum da dizilerde kendini gösteremiyor. Gerçi zaten öyle ahım şahım bir dizi arşivim de yok yani.. bu sorunun cevabı olarak ise aklıma gelen tek dizi Downton Abbey:) HIMYM’da Marshall ile Lily sayesinde keşfettiğim ve severek takip ettiğim güzeller güzeli İngiliz dizim.. 6.sezonu ben niye izlemedim ya? hemen başlayayım..



#17 En Sevdiğiniz Animasyon Dizisi?

Tek cevap: Pokemon gotta catch’em all!!

Ne sinirlenmiştim zamanında şu kendini pikachu sanan salak çocuğa.. çizgi film ya o! Atlanır mı hiç balkondan aşağıya.. ahh ahh 90lar çocuklarının ahı sende hep!
Normalde 10 sezon olan Pokemon’u bu saftirik arkadaşımız yüzünden hepsini izleyemedik. Ama ben dururmuyum.. sonra buldum bi şekilde ve son sezonuna kadar izledim:) aslaa vazgeçmem asla..

seni seçtim charmander!!



#18 En Sevdiğiniz Komedi Dizisi?

Hımm komedi dizileri.. en sevdiğim:) aslında ilk göz bebeğim Friends ama daha önceki sorulardan birine cevap olarak verdiğim için. Bu kez HIMYM demek istiyorum. Evet bize biraz Friends’i hatırlatıyor kabul. Amaa yine de yeri apayrı ya:)



#19 En Sevdiğiniz Mini Dizi Serisi?

Sanırım  yok. Düşündüm düşündüm düşündüm.. bulamadım. yok.

#20 En Sevdiğiniz Bilimkurgu/Gizem/Macera Dizisi?

Tabii ki Fringe! Normalde bilimkurgudan pek hoşlanmam aslında, ne filmde ne dizide ne de kitaplarda.. ben biraz daha gerçekçiyim. Ama Fringe bambaşka bir kategoride.. beni öyle bir meraka itti ki ben kendimi paralel evren araştırırken buldum:) hala araştırıyorum, okuyorum.. vay be bir dizi nelere kadir!



#21 Kirli Zevkiniz Olarak Gördüğünüz Dizi?

Kirli zevk değil aslında yoo kabul etmiyorum!! Mesela bir One Tree Hill mesela bir Gossip Girl. İzledim mii izledim. Hiç izlemem mi.. hem de nasıl izledim:) Yine olsa yine izlerim.

#22 En İyi Öpüşme Sahnesi Hangi Dizide?

Tembel, pis, kötü espri yapan bir erkekten normelde koşarak uzaklaşan biriyim ama gelin görün ki Nick Miller hayranıyım. Hem de nassııll! Bilmeyenler için söyleyeyim New Girl’den bahsediyorum. Moonwalk dansıyla beni kalbimden vuran Miller ah ah ah:) New Girl izleyen herkes Nick’le Jess’in öpüşmesini baya baya beklemiştir. Kabul edelim..

Bu sorunun cevabı tabi ki de o sahne -> tık'

#23 En Sevdiğiniz Erkek Dizi Karakteri?
Yo Holder!    -theKilling

#24 En Sevdiğiniz Kadın Dizi Karakteri?
Monica Geller!   -Friends

#25 En Sinir Bozucu Dizi Karakteri?
Jenny Humphrey    -GossipGirl

#26 Hangi karakterin Ölümü Sizi Çok Üzmüştü?
Dr.Walter Bishop      -Fringe

#27 En İyi ‘İlk Bölüm’ Hangi Dizideydi?

Son üç bölümde geri saydığım, bence gelmiş geçmiş en güzel polisiye, gerilim, cinayet dizisi The Killing’in ilk bölümü öyle güzeldi ki! Sanki bir pilot bölüm değil de bir film izler gibi izlediğim.. (gerçi tüm bölümleri öyle izledim.) Ne diyeyim ya.. Stephen Holder ve Sarah Linden diyalogları mı dersin, her bölümün sonunda e yuh ya dediğim için mi dersin.. izleyin ya!

Holder’ın ‘Yo Linden’ demesi yeter ya..


#28 En İyi Dizi Finali?

En kötü olsaydı sorunun cevabı net bir şekilde Lost derdim:) ama iyi final deyince.. galiba ben bitirdiğim çoğu dizinin finalinden memnun oldum. Hepsi güzeldi seçemiyorum..

edit* bu meydan okumayı yaparken henüz The Killing'i bitirmemiştim. Yani artık şu soruya daha net bir cevap verebiliyorum.. kesinlikle The Killing ya!! sen nasıl güzel bir finaldin! sen ne kadar güzeldin ya!


#29 Sizi Hayal Kırıklığına Uğratan Dizi?

Bu sorunun cevabını da çok düşündüm aslında.. bir diziye başlarken çok ince eleyip sık dokuyorum sanırım. O yüzden çok da hayal kırıklığına uğramadım bu konuda. Ama çok düşününce.. The Newsroom geldi aklıma, o belki olabilir.. Daha çok seveceğimi düşünmüştüm.


#30 En İyi Dizi Repliği?

-Sex and the City

23.1.16

#Dizi Meydan Okuması 9-10-11-12-13-14

Yahu ne çabuk geçiyor bu günler.. Ne demek herkes 14. Soruya gelmiş.
Koş Koş Koş..

#9 İzlemeyi Düşündüğünüz Eski/Yeni Dizi?

Bu tabii ki tüm bloggerdaşlarımın severek izlediği, ama hala benim izlemediğim.. ve bu konuda artık kendimi çok mutsuz hissettiğim Six Feet Under. Bu sefer kesinlikle başlıyorum ya.. iki kez denedim olmadı, devam edemedim. Ama üçüncü de olacak inanıyorum! Ya siz seversiniz de ben sevmem mi bu diziyi.. hiç öyle bir şey mümkün mü?? başlıyorum, söz!



#10 Hiç Beğenmediğiniz Dizi?

Şimdi ben dizi konusunda daha az bilgiye sahibim. Kaç tane dizi izlediğimi parmakla sayabilirim mesela.. filmde olduğu gibi değil. Genelde de bir diziyi izleyip de sevmediğim.. hiiç sevmedim dediğim olmadı. Ama şu soruya şöyle cevap veriyorum.. zaten önyargılı olduğum ve arkadaş ısrarıyla başlamak zorunda bırakıldığım ve sadece 3 bölüm dayanabildiğim; çoğu insan tarafından sevilen, ve benim hala neden sevildiğini anlamlandıramadığım.. Shameless!

Evet arkadaşlar sevmiyorum ben bu diziyi. Bu dizi hakkında etrafımda süregelen sohbetlerden de haz etmiyorum. Hadi bana bu diziyi neden sevmem gerektiğini bir shamelesssever açıklasın. Hadii bekliyorum:)



#11 Adıyla En Çok Uyumlu Olduğunu Düşündüğünüz Dizi?

Hah! Bu soruyu bekliyordum işte:) tartışmasız How To Get Away With Murder! Diziyi anlatmıyorum, zaten adı her şeyi anlatıyor. Eğer cinayet soruşturmalarının mahkeme kısmından hoşlanıyorsanız, hemen başlayın derim. Müptelası olacaksınız ehehe..



#12 İlk Göz Ağrınız Hangi Dizi?

Bu cevabı daha önceki sorulardan birine de verdim. Evet taa çocukluğuma iniyorum ve izlerken keyif aldığım hatta bayıldığım ilk göz ağrımı açıklıyorum.. tabii ki Full House!!

90lar çocuğuysanız ve Uncle Jess ismi size ‘hayranlığı’ anlatıyorsa.. evet siz de benim tarafımdasınız! Jeneriğini sabırsızlıkla beklediğim, o eve aşık olduğum ve Fuller House olarak yeniden geleceğini öğrendiğim andan itibaren sabırsızlandığım gözümün nuru Full House dışında bir cevap vermem imkansızdı zaten:)

Size bir itiraf.. kolay kolay yapmam bu itirafı. Öncelikle belirtmek isterim ki ben çocukken gerizekalı değildim ve İstanbul’da yaşıyordum. Üstelik anne babam beni evde de tutmazlar gezdirirlerdi. Ama gelin görün ki.. ben Full House’un jeneriğinde arabanın geçtiği San Francisco’nun sembolü güzelim Golden Gate köprüsünü Boğaziçi Köprüsü sanıyordum. Evet yanlış okumadınız.. Sanırım çocukken biraz gerizekalı olabilirim. BirazJ



(Sayın okur gülmenizi bölmek istemem ama sorularıma devam ediyorum..)

#13 En İyi Dizi Kadrosu Hangi Dizide?

Hımm.. sanırım bu soruya cevap hakkımı Friends’ten yana kullanmak istiyorum. Karakterlerin hepsini ayrı ayrı sevdiğim, hiç birinden vazgeçmek istemediğim, o olmazsa da olurdu diyemediğim.. hepsi benim bebeklerim dediğim tek dizi olduğu için bu seçimi yaptığımdan hiiç pişman değilim. Sizi seviyorum guys!



#14 En Sevdiğiniz Dizi Jeneriği?

Bu sorunun cevabı goes tooo…

Sadece iki sezon olduğu için, ve benim bu iki sezonu kısa bir sürede yalayıp yuttuğum için yas tuttuğum How to Make It in America’ya gidiyor! İzlerken jeneriğine eşlik etmeden duramıyordum; artık bitti ama hala gün içinde sürekli mırıldanıyorum. tık' 
Neden bu kadar çok sevdim hala tanımlayamadığım güzel dizim.. neden bu kadar hızlı izledim ki seni ben?? 

ayrıca sen Cameron Calderon! Bu kadar tatlı olmak zorunda mısın, he?


18.1.16

#Dizi Meydan Okuması 5-6-7-8

Çook güzel ama bir o kadar da çok yorulduğum bir haftasonunun ardından; boğazım şiş ve sesim kısık olarak, içtiğim bitki çayının desteğiyle yazıyorum. Konuşamıyorum bari yazayım dedim:)
Cuma akşam Pilli Bebek konserine gittim sonundaaa!! Gerçekten o kadar uzun zamandır gitmek istediğim bir konserdi ki.. nasıl mutlu oldum anlatamam. Keşke daha önce gitseydim.. ah ah.

Cumartesi sabah erkenden ise arkadaşlarımla Tekirdağ’a gittim. Tüm yaz aylarında Tekirdağ-İstanbul yolunda mekik dokuyan biri olarak; sanırım kışın ilk defa Tekirdağ yollarını arşınladım. Ve bence daha güzel ve sakin:) sanırım ruhumda atamadığım melankoli olmadan olmuyor. Mangaldı, rakıydı, Neşet Ertaş’tı derken.. harika bir haftasonunu geride bıraktım.

Ve verdiğim aranın ardından meydan okumaya kaldığım yerden devam ediyorum..

Son ki üç dört.

#5 İptal Olmaması Gerektiğiniz Düşündüğünüz ama İptal Edilen Dizi?

Çok fazla dizi izlemeyen biri olduğum için, aslında pek denk gelmedim iptal edilen dizilere. Ya da aklıma mı gelmiyor acaba:) Sezon bitmeden iptal edilen değil ama 2.sezona devam etmeyen tek bir dizim var. Onay beklerken, devam etmeyeceği belli olan Forever beni pek bi üzdü. Bilmiyorum pek izleyeni yoktu sanırım ama ben severek izliyordum. Sonsuz yaşama hakkına sahip Dr.Henry Morgan ile güzel gülüşlü dedektif Jo Martinez’i mutlulukla izliyordum. Keşke devam etseydi; tek sezonun tadı damağımda kaldı.



#6 Yeniden Çekilecek Olan Diziler Arasında Sizi en çok Heyecanlandıran Dizi?

Tek kelimeyle cevap veriyorum, daha sonraki sorulardan birinin cevabıyla da aynı olduğu için açıklama yapmayacağım. The Fuller!! Oo yea man!



#7 Başta Sevmeyip de Zamanla Bayıldığınız Dizi?

Çok fazla izleyeni olmasına rağmen; hatta karakterleri bir idol haline gelmiş olan dizimiz Sex and the City’i ben yayınlandığından yıllar yıllar sonra izleyebildim. Çünkü bendeki nasıl bir önyargıdır ki bazen takılır kalırım o düşünceye. Hayır nasıl oldu da kırdım bu yargıyı bilmiyorum ama boşlukta olduğum, ne izlesem bilemediğim bir anda başladığım Carry ve arkadaşları beni hiç tahmin etmediğim şekilde kendine bağladı. Başta çok fazla ısınamasam da, hızlıca bitirmek istemediğim, yavaş yavaş ve keyif alarak izlediğim bu dizi de bayıldığım diziler arasına adını yazdırdı.



#8 Bu Sezon Gösterilen Diziler Arasında en Sevdiğiniz Dizi?

Aslında ben geçen yıla kadar hiçbir diziyi sezonunda takip etmiyordum. Hep bir geriden gelme hali.. final yapmış eski dizileri bitirme uğrunda harcadığım yıllar ah.. aslında bu sezon takip ettiğim çok dizi var. The Affair, How to Get Away with Murder, Mozart in the Jungle, New Girl..


Ama ama Black Mirror geliyormuş. Netflix  sağolsun! Gelmeden onu diyeyim. En en çok beklediğim dizi o:) Onu izledikçe teknolojiden neden korkmam gerektiğini hatırlıyorum. İzlemeyen varsa, kalmasın..


12.1.16

Challenge Accepted!! (#dizimeydanokuması)

'Barney Stinson’n meşhur sözü.' 
Buradan Zihin’e sesleniyorum.. meydan okuman kabul edilmiştir!!:)

Şimdi öncelikle söylemem gereken bir şey var: daha önce film meydan okumasına katıldığımda ‘o kadar çok film var ki nasıl seçerim’ diye yakınırken; bu durumda tam tersi düşünüyorum. ‘o kadar az var ki izlediğim dizi.. nasıl cevaplarım bu soruları!’ amaa.. yine de dayanamadım ve katılıyorum bu meydan okumaya. Biraz geç olsa da:)

Lafı fazla uzatmadan hemen sorulara geçiyorum. (soruları merak edenler için; veya katılmak isteyen olursa diye.. tık!)

#1 En Sevdiğiniz Dizi?

Enn enn çok sevdiğim dizi sorusuna; hiç tereddüt etmeden tek ve net bir cevabım var. (yahu az seçeneğin olunca kararsız olmuyor insan!) tabii ki Dawson’s Creek!
Ergenliğimin Capeside’ı;  “aşk her şeyi altüst eden berbat bir alışkanlık.” diyen ilk aşkım, don kişot’um Pacey Witter’ı asla asla hiçbir diziye değişmem:)

Hala sıkılmadan izleyebildiğim; boş beleş gençlik dizilerinden daha fazlasını bulduğum ve bir o kadar da samimi ve doğal diyaloglarıyla beni kalbimden vuran Joey, Pacey, Dawson ve Jen’i unutmuyorum.



#2 En Sevdiğiniz Dizinin En Sevdiğiniz Sahnesi?

Hımm.. işte bu zor oldu. Çünkü o kadar çok var ki.. (Pacey ile Joey’nin içinde olduğu her sahne!) desem çok mu genel olur. Tamam tamam.. seçiyorum birini.

sadece bilenler için anlam ifade eden kısma geçiyorum:)

Joey, Pacey ile Dawson arasında kalmıştır. Ve gitgide Pacey’den uzaklaşmaya başlar.. Pacey’nin Capeside’dan gitmeye karar verdiğini duyması ise onu allak bullak etmiştir. Bir yandan Pacey gidiyor diye üzülüyorken; bir yandan da bu konu hakkında kendisine hiç bir şey dememesi kızdırıyordur. Bir akşam; daha önce Pacey tarafından bir şeyler çizsin diye alınan duvarın önünden geçen Joey, onu bekleyen beyaz duvarı bulamaz. Üzerine ‘ask me to stay’ yazılıdır. Duvara bakakalır ve arkadan Pacey belirir.


Sanırım bu sahne en sevdiklerimin başında geliyor. Aslında daha çok var. bak bak bir de bu var.. tık!


#3 Herkesin Mutlaka İzlemesi Gerektiğini Düşündüğünüz Dizi?

Şu sıralar gelen 2.sezonuyla mutluluktan havalara uçtuğum Mozart in the Jungle!! demekten gurur duyuyorum. İzleyin, herkes izlesin!

Öncelikle Gael Garcia Barnel’in başrolünde olduğu bir dizi nasıl kötü olabilir ki zaten..  New York Senfoni’de geçen, bölümlerin takır takır nasıl geçtiğini anlamadığın tatlı mı tatlı bir dizi.



#4 Çok Daha Fazla İnsanın İzlemesini İstediğiniz Dizi?

İştee! Yakın çevremden başladığım kimi görürsem söylediğim ama daha kimseyi başlatamadığım dizim The Affair tam da bu sorunun cevabı sanırım.

İlişkiyi ve ‘aldatma’ konusunu tek bir açıdan anlatmanın tersine –aldatma- çevresinde yaşayan dört karakterin bakış açısıyla ayrı ayrı görebilme şansımızın olduğu ender dizilerden biri. Ne diyeyim ki.. Joshua Jackson’a olan hayranlığım sebebiyle başladığım dizi, kurgusuyla ve kahramanlaştırmadığı karakterleriyle, gerçekçi hikayesiyle beni kendisine bağımlı yaptı.


E siz de bakın bakalım.. çok daha fazla insan izlesin de konuşalım ya biraz.