6.11.11

“Erkekçe bir oyun”

   Tiyatro mu sinema mı diye sorarlar ya hani insanlar. Hep tiyatronun büyüsünden bahsedilir durur. O sihri hep yakalamak istedim yıllarca. Soruya cevap olarak sinema dediğimde küçümseyen gözlere maruz kaldım hep. Ama sonunda anladım ki sorun benim tiyatro düşmanı olmam değil, iyi bir oyuna denk gelmemiş olmammış. Bu oyun hayatımda bi dönüm noktası oldu. Sanırım artık o sihri buldum. Hem de oyun bitiminde, oyuncular selam verirken. Meğer sihir oyuncuların gözlerindeki parıltıymış, gözlerle kurulan bir kontak. Onların seni görmesi, alkışlamak. Hepsi bu.



  Karşınızda ‘Testosteron’
  Oyun rezervuar köpeklerinin o meşhur kahvaltı sohbetiyle başlıyor. Ve bizde bu şekilde erkeklerin dünyasına bodoslama bir giriş yapmış oluyoruz. 7 erkek, basit ama bir o kadar da karmaşık ilişkiler. Kavga, kan, kahkaha. Bu 7 erkek kadınlar tarafından nasıl kullanıldıklarını anlatırken bir anda kadınları anlamaya çalışan bir gruba dönüşüyorlar. Asıl eğlence burada başlıyor zaten. Felsefe, küfür, şehir efsaneleri hepsi bir arada harika bir harman oluşturuyor. Kesinlikle gidin ve izleyin. Oyun atölyesi içinizdeki sihri bulmanıza yardım edecek emin olun.

dipnot*: erkek dünyası demişken, reservoir dogs’ı atlamayalım lütfen, Tarantino’ya ayıp olur.. Tiyatro iyi güzel de sinema bi başkadır başka.

                                                                                          'Resorvoir Dogs'

E.

3 yorum:

  1. "yazmak, rol yapmak gibi, hisset ve oyna:)" içime doğmuş:))

    YanıtlaSil
  2. sevgili E.,
    :)
    öyle haklısın ki. kötü oyun zulümdür bence.
    kötü olmasa bile anlamadığım içine giremediğim zaman buhran gelir bana o salonda:)
    "bizden" bir şeyler görmek isterim sahnede bu nedenle.
    bu oyun aklımdaydı benim de. iyi oldu şimdi sende gördüğüm;)

    YanıtlaSil
  3. o kadar bizden ki emin olabilirsin ezgi:)
    bi de kahkaha garantisi veriyorum diyebilirim ikinci kez gitmek için uygun gün saat bekliyorum düşün:)

    YanıtlaSil