26.6.12

Peki.. ya ölüyorsam?

  Tanrı üç dilek hakkı verir!
  1.si: uçmak                
  2.si: 1milyon dolar
  3.sü: …aaşk!

  Bunlar benim dileklerim olsa sıralama nasıl şekillenirdi neler girer neler giderdi hiç bilmiyorum. Peki bunlar mı? Bunlar Marley’e ait. Düşünüyorum, Tanrı bana da üç dilek hakkı verse tam şuan ne yaparım ne ederim.. gerçi Marley’in dediğine göre bu dilek haklarının sunulması için narkoz yemek gerekiyormuş. Ne yapalım artık biz de böyle kuru kuruya dileyelim gitsin.. belki olur he?
  'Hani senin dilek listen yoktu, ne derim hiç bilmiyorum diyordun nolduu?' dediğinizi duyar gibiyim.. ah tabi ki de var.. eğer gerçekleşirse söz ilk buradan ilan edeceğim. Hem de sırasıyla:)

  Ölüm nasıldır? Peki ya, öleceğini önceden bilmek?
  “daha çok yüzmek gibiydi..”,  belki de uçmak, belki yemek yemek, belki uyumak, belki yürümek, belki.. Her insanın ölüm anı, ona göre değişir. Bir tutam cennet her insana göre farklılaşır. Kimine göre huzurdur, kimine göre korku..

“İşin aslı ben korkuyormuşum. Güvenmekten ve affetmekten ya da yeterli olmamaktan. Ama aslında yeterliymişim. Artık biliyorum.” –Marley

                                                                                 'A Little Of Heaven'

  Bazı filmler vardır, izlemeye başlamadan önce çok ağlayacağını, çok güleceğini, çok korkacağını falan bilirsin. Öyle birinin tavsiyesi veya yorumuna göre değildir ama bu kanı tamamen içten gelen bir his. Afişe bakarsın ve anlarsın! Sadece bi anlık.. yanılma payı? Her şey de olduğu gibi tabi ki bunda da var ama %1 falan anca yani..

  İşte film izlemeye başlarken hep bi umudun olur filme dair. Bu da öyle bir şeydi işte. Ben bunu izlersem herhalde hüngür hüngür ağlarım dedim dvdyi elime aldığımda. Ama başladı, bi saat oldu, geçti.. ben de tık yok. Ağlamayı geçtim içimde ufak bi hüzünlenme.. o da yok. Dedim ki ya ben böyle filmleri izleye izleye buz tuttum kırılmıyorum ya da film olmamış.  Son 20 dk falan kalmıştı sanırım bi baktım dudağımın kıyısından tuzlu bir şeyler akıyor. Evvet oldu! Aa gözyaşı!

  Vay be dedim.. film son dakikasında yaptı bana yapacağını..


dipnot*: ya ben Kate Hudson’ı bi seviyorum bi sevmiyorum anlamadım bu işten bir şey.. mesela burada sevdim.

dipnot**: Gael Garcia Bernal.. film boyunca düşündüm düşündüm düşündüm.. ben bu adamı nereden biliyorum diye.. şimdi hatırladım! Letters To Juliet'in işkolik Viktoru.. ıyyk!

dipnot***: herkeste aynı etkiyi gösterir mi bilmem. Bu tarz işler için izleyenin modu esas olandır bilirsiniz. Belki de benim ağlayasım vardı bahanem oldu, kim bilir.^^ En iyisi siz o bilindik metodu uygulayın. Alın elinize filmin dvdsini bi bakın, ee %99luk kesime girersiniz herhalde:)

E.  

6 yorum:

  1. Harbi uyuz victorr, etkilendim ben de izlicem karar verdim :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. böyle biri yazımdan etkilenip filmi izlemeye karar verince bi mutlu oluyorum anlatamam^^ viktor konusunda aynı fikirde olmakta harika:)

      Sil
  2. öyle bir anlık filmleri çok iyi bilirim. Hepsi şu an benim vazgeçilmezim çünkü :)
    ve senden okuduğum kadarıyla bu filmde onlara girdi gibi. İzleyeceğim :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. ne güzel:) zaten senn blogundaki resimlerden, yazılarından gördüğüm kadarıyla o kadar çok aynıyız ki^^

      Sil
  3. biliyor musun bu kadını ben de bi seviyor bi sevmiyorum ama ölyorsa izleyemem böhü:)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. böyle bu kadın ne yapıcaksn^^
      ama izle sen bi sevip bi sevmediğin insan altıüstü.. ölse ne olur bi ağlar bi gülersin:D

      Sil