14.10.13

Lord'um delirmiş o..

Var olmak ya da olmamak, mesele bu.
Gözü dönmüş talihin sapanına, oklarına,
İçin için katlanmak mı daha soylu,
Yoksa, bir dertler denizine karşı silaha sarılıp
Son vermek mi onlara? Ölmek, uyumak..
Hepsi bu.. ve bir uykuyla
Yürek sızısına ve bedeni bekleyen
Binlerce doğal darbeye son verdik diyebilmek.

Hangi insan gönülden istemezdi bu bitişi!

Ölmek, uyumak.. uyumak, belki rüya görmek.
..

Şimdi size yeni bir mekandan bahsedeceğim. Kapılarını 4 gün önce açtılar belki ama ben anca bugün gidebildim.. yepyeni.. gıcır gıcır.. hala boya kokuları hakim. biraz moloz kırıntısı, talaş tozu falan filan işte.. o kadar yeni. yepyeni.

Bu yeni sahne (nam-ı diğer: ModaSahnesi) iyiden öte bir ekibin elinden çıkmış. İlk oyunları ise Hamlet. Ama yanlış anlaşılmaya mahal vermek istemem, öyle bildiğiniz hamletlere benzemiyor bu pek. Nasıl desem, farklı işte! bi kere kadro on numara beş yıldız. "Hamlet nasıl" mi? Onur Ünsal diyecektiniz her halde.. o öyle bir olmuş ki.. Hamlet'i ilk defa çözdüm ben. yıllardır bilirim de bugün çözebildim anca. Ee ne diyeyim darısı sizin başınıza..Evet jeton da sıkıntı var.. ya da böyle bir adama ihtiyacım varmış bana hamleti yansıtan, bilmem.

O zamaan.. bir itiraf: sanırım ben Hamlet'e aşık oldum. Evet yanlış duymadınız! Çok ciddiyim. Yani Onur Ünsal'ı hep sevdim tabii, o ayrı. Shakespeare'ın da yeri her zaman ayrıdır.. ama bu kez çok farklı. Sanırım ikisinin birleşimini bünyem kaldırmadı. Feleği şaştı. 

Hayran hayran bakmak.. tam anlamıyla bugünün ben'i!! 
Örnek vereyim;
Henüz ara vermeden, yani oyunun ilk bir saati içinde. İçten içe hep söylendim.. ahh dedim nasıl ön sıraları kaçırırım da orta sıralara düşerim.. dokuzuncu sıra ne? hele hele.. Hamlet sahneden atlayıp çoğu zamanını sahne önünde geçirdikçe.. benim ahh'lamalarım vahh'lamalarım daha bir arttı, içten içe. Sonra bir anda.. Hamlet koşmaya başladı merdivenlere doğru. Heh evet koşsun gelsin buralara kadar derken, yanımda beliriverdi. Bir de basamağa çöküp oturmasın mı!! Oyun devam ediyor tabii.. sahnede olay akıyor, insanlar izliyor o sırada. Ben mi? hımm ben tam olarak o dakikalarda sahnede ne oldu ne bitti bilmiyorum. Çünkü, o süre zarfı içinde ben kafam sağa dönük, alık alık hamleti izliyordum..
-Öyle işte. Bu da böyle bir kaç dakikam sadece. Durumun vehametini kavrayabildiniz mi bari?

Neyse kişisel hallerimden kurtulup oyuna tekrar dönüyorum. Tüm ciddiyetimi takınıyorum. Evet, sakinim.

Bilmiyorum siz bir tiyatrosever misiniz? Ya da nefret mi edersiniz? Veya bana dokunmayan yılan bin yaşasın'ı mı benimsediniz. Bilemem. Sadece diyebilirim ki.. her kimseniz hiç fark etmez.. bu oyuna gidin! Şu sahneyi bir görün.. elbet yolunuz Kadıköy'e düşer. Yanılmıyorum dimi?

*fuayesi çok güzel!
*akustiği de çok iyi.
*hamlet mızıka çalıyor..
*claudıus da saksafon..

ahh Shakespeare!! neler değişti neler..



Ya Tanrı aşkına!! Lord'um delirmiş o.. hiç normal değil. Ya da kandırıyor bizi, oynuyor; kedinin fareyle oynadığı gibi. Evet evet basbaya oynuyor işte.. kaçmak güzel oyundur, öyle değil mi majesteleri? İki ileri bir geri.. hem eğlenceli de. Off kendimi onun yerine koydum da.. (empati diyorlar şu zamanda) ne eğleniyordur şimdi..
Keşke ben de delirmeyi başarabilsem.. hayallerimle oynamaktan çok sıkıldım.. Perde kapansın artık. Hadi..

E. 


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder