19.10.13

17:34'

Soğuktu. kar yağıyordu. hiç böylesi yağmadı bir daha. öyle bir kış yaşamadık o yıldan sonra.. akşamüstüydü. dışarda tipi vardı benim de elimde 'çalıkuşu'. hep nefret ettim o kitaptan. hep nefret ettim reşat nuriden.. bir daha hiç okumadım.. televizyon kapalıydı, ışıklar açık. ev çok sessizdi. garip bir sessizlik. telefon çaldı, ürktüm. oysa ki saat çok da geç değildi. yabancı bir sesti. çok yabancı şeyler söyledi. hem yabancı hem de yalancı dedim içimden. kısa bir konuşmaydı. o konuştu ben sustum. sonra o kapattı ben ahizeyi düşürdüm. bilerek değil.. yine sustum. o telefon o gece hiç susmadı ama.. kapı zili de.. ev hiç olmadığı kadar kalabalıktı, bir o kadar da sessiz. televizyon kapalıydı hala.. 
Bana birileri uyu dedi. dinledim.. uyumayı denedim olmadı. karanlıkta yattım saatlerce. içerden gelen bir çok yabancı ses vardı hala.. hiç susmadılar. tüm gece o kapı hep çaldı. ve birileri sürekli gelip saçımı okşadı. gereksiz acımaları hiç sevmezdim. şimdi nefret ediyorum. samimi değil..
Hiç birinin yüzünü hatırlamıyorum. hiç birinin sesini ayırt edemiyorum. karşımda ağlanmasından nefret ederim. bana bunu belli etmemeye çalışan insanlardan daha çok.. 
Hiç konuşmadım. ağlamadım da. nefesimi tuttum. üç gün beş gün yedi gün.. hatırlamıyorum. tek sayıların birinde pes etmiş olabilirim. çift sayıları sevmem. 
Sonra unuttum. yani herkes unuttum sandı. iyi rol yaptım. maskeleri hep sevdim. birinin yanında ağlamaktan hiç hoşlanmam. birine kendimi anlatmaktan da.. o anlasın. 
Şubatı sevmem. ağustosu da.. kardan nefret ederim. yağmuru hep sevdim.. televizyonu bir daha hiç kapatmadım. evdeki sessizliği hiç sevmem.. akşamüstü çalan telefonlara hiç bakmadım o günden beri. o gün üzerimde olan kalın örgülü bordo hırkayı da annem kime verdi bilmiyorum. 

Perşembeleri sevmem. cumartesi iyidir.

E.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder