3.1'e bile dayanamadı.. tepeme yıkıldı!
Bir çok şey kuruyorum.. kafam
derin inşaat halinde.. kuruyorum yıkıyorum.. enkaz altında kalıyorum bazen,
bazen dozerin kontrolü bende..
Uzakta olmanın verdiği bir
çaresizlikle, yapboza çevirdim kendimi. Tek eğlencem hayallerim ve tabii ki her
gün bir yenisini daha elde ettiğim karmakarışık düşünceler.. tüm bunlara bir
kat daha çıkayım, olmadı bir kat daha diye diye.. gökdelen dikmişim dikmesine
ama bi bakıyorum ki temelin kontrolü ben de değil.. altımdan kayan yere inat
dengemi korumaya çalışıyorum.. inatla!
“inandığı her şey birkaç ayda yok
oldu” diyor filmde.. sadece birkaç ayda tüm amaçlarının, tüm inançlarının
kaybolduğunu düşünsene! İnsanın yaşaması için bir sebep kalmıyor gibi gibi..
Ama işte gel gör ki.. insanoğlu
denen varlık öyle bir şey ki.. yeni inançlar doğurmada üstüne yok.. her an yeni
bir inanç üretiyor.. her an yeni bir yasak koyuyor kendine.. her an yeni bir
benlikte yeniden var oluyor!
Şu sıralar daha sonraları ahh bi
zamanlar diye.. başlayacağım cümlelerin gerçekleştiği zamanı yaşıyorum.. tümden
geldim.. normal olan yaşantıma bir es veremedim.. sadece parantez açtım! Ve o
birilerine inat o parantezi kapatsam
bile yok saymayacağım..
Şu sıralar tek arkadaşım filmler!
Günde kaç film izlediğimi.. bi haftada kaça tekabül ettiğini hesaplasam ciddi
matematik işlemlerine girmem gerekir.. o kadar fazla düşünün.. bol zamanın ve
yalnızlığın getirdiği en güzel şey olsa gerek..
Ama işte bu kadar fazla film izleyince de
buralara hangisini yazacağımı bilemiyorum.. not aldıklarım.. yarım kalan yazılar derken.. en sonunda bugün dedim birkaç filmden bahsedeyim arka arkaya..
tek bir yazıda bir çok şeyi elden çıkarayım! Birbirinden alakasız filmler..
kimi ilk kez izlediğim kimi ise sadece nostalji olsun diye..
Sondan başlıyorum o halde.. son
3-2-1..
-bi Alman filmi!
Daha önce hiç
Alman yapımı bir film izlediniz mi? Ya da şöyle sormak gerek Avrupa
sinemasından hoşlanır mısınız? Bunu soruyorum çünkü genel olarak öyle herkes
sevmez bu tarz sinemayı.. efektlerden uzak Hollywood’un ışıklarından farklı..
biraz loş biraz karanlık ama bence daha doğal.. her neyse.. ben çok severim bu
filmleri.. Fransa ve İspanya filmleri önceliğimdir ama İngiliz filmlerinin de
ayrı bir yeri vardır.. inkar edemem! Ama açıkçası ilk kez bi Alman filmi
izledim.. çocukluğumdan beri her haftasonu Kobra Takibi izlerdim bi. başka da
bilmezdim Alman yapımı filmleri.. he tabii bir de Fatih Akın filmleri var
bildiğim.. ama doğruyu söylemek gerekirse kendisini pek sevemedim!! Bugün dedim
ki hadi bi film izleyeyim (her gün olduğu gibi^^) ve film alman yapımı olsun.. ee ne
olsa ne olsa derken.. ‘Goodbye Lenin’i hatırladım.. (burada herkes bunu izleyip
izlemediğimi soruyor.. ) ..gerçekten ısrarların sebebini anladım..
1989 Berlin! Daha fazla bir bilgi
vermeyeceğim.. izleyin!! -ama şunu demeliyim.. almanca genel haliyle az biraz
kaba bir dil olduğundan ilk duyduğunuzda irkilebilirsiniz.. bu dilde film de
izlenmez demeyin.. zamanla alışıyorsunuz..^^
'Goodbye Lenin'
-bir Erasmus filmi!
Ee vaktiyle izlemiştim bu filmi..
geçen yıldı sanırım.. hatta filmin ortalarında “yook yook.. gitmem ben
erasmusaa.. “ diye bağrındığımı hatırlıyorum.. ama sonu güzel bitti ki şuan bir
erasmusum! Xavier gibi Barcelona’da
değilim belki ama.. (ah gönül ne isterdi..)
Geçenlerde burada birilerine
anlatıyordum bu filmi.. sonra dedim bir daha izleyeyim.. dediğimden
anlayacağınız üzere film bir İspanyol yapımı.. türkçe adı: İspanyol Pansiyonu.. yine Avrupa sineması^^ eğlenceli
diyebilirim, hele eğer daha önce erasmus tecrüben varsa kendinden çok şey
bulabilirsin, daha çok sevebilirsin!
-filmle alakalı değil ama şunu da demeden
geçemeyeceğim, her erasmus kelimesi duyduğunda “oo parti!!” diyen herkesi bir
kaşık suda boğabilirim..-
'L'auberge Espagnole'
-bir nostalji!
“Sana gelecek hakkında bir şey
söylemeliyim!”
Zamanda yolculuk denilen şey
hangimize cazip gelmemiştir ki.. belki bilmemenin verdiği o lanet merak.. belki
de o evrensel ‘niçin’ sorusuna cevap bulmak.. ya da olduğun zamana uzaktan
bakmaktır tek amacın.. olamaz mı?
Neden bahsettiğimi anladınız
dimi? Bilmemenizin imkansız olduğu bir filmden bahsediyorum.. eğer 80ler
çocuğuysanız ya da 90ları hakkıyla yaşayanlardansanız.. Marty ile Dr. Emmet’ı hatırlamamanız gibi bir
durum olamaz diyorum.. bu kadar da kesin konuşurum! Geleceğe Dönüş'ü bilmiyorum diyen olamaz! olmamalı..
Benim çocukluk hayalimdi
Delorean’la yolculuk yapmak.. aynı hayali paylaştığım biriyle o kadar çok
konuştuk ki son zamanlarda, tekrardan izlememek elimde değildi! 3 gün 3
yolculuk.. 3ü de birbirinden güzel.. -bu filmin 1985de çekildiğine inanmak çok
zor!- son kez.. Steven Spielberg’i çok sevdiğimi daha önce söylemiş miydim?
dipnot*: kaykaya olan merakım hep
Marty yüzünden!!
"Sanırım henüz buna hazır değilsiniz! Ama çocuklarınız buna bayılacak.."
'Back to the Future'
..gelecekte görüşürüz!
E.