“dürtme içimdeki narı.. üstümde beyaz gömlek var”
Dokunma bana.. uzak dur az biraz.
Duramıyorsan da git! Ben çok sevmem beyaz giymesini, ona rağmen giydim işte..
baştan aşağı bembeyazım bugün. N’olur siyah giydiğim bir gün gel. Ve ya en
renkli zamanımda.. olmaz mı? Beyaz giyerken olmaz. Savunamam kendimi.. şeffaf hissederim. Neden hiç
giymezken bugün bunu seçtim ki ben? Dur! N’olur gelme.. sus! Konuşma bari..
sadece dur, olmaz mı? Bu kadar mı zor? Senden ilk defa bir şey istedim.. yapmam
genelde bilirsin. Farklıyız biz. Neden deme! Hayır biz birbirimizin aynısıyız,
hiç deme! Kimse birbirinin aynısı olamaz.. kimse sen kimse ben kimse o olamaz..
O’da kim diye soracaksın şimdi de.. sorma! Bildiğimiz şahıs zamiri işte.. ötesi
yok. O’ları hiç sevmezsin biliyorum.. ben de sevmem. Ama onlar olmadan iki kişi
tanımlamayalı çok oldu. Sen de öyle düşünmüyor musun? ..hiç kafa sallama,
içinden geçenleri biliyorum ben. N’oldu? Şaşırdın.. neden? Sadece sen misin
olanın bitenin farkında olan.. beni çok küçümsedin sanırım. Ya da haklısındır
belki.. ben sandığımdan daha küçüğümdür. Sandığım kadar güçlü değilimdir belki
de.. belki de aynadan ziyade büyüteçle
görmüşümdür kendi kendimi.. bilemedim şimdi.. Dur! Fark etmedim sanma.. yine
bir adım attın bana doğru.. her zayıf anımda neden yapıyorsun bunu? Neden? İnsan
ya gelir ya gider.. ben buna rağmen dur diyorum sana, o da mı kafi gelmedi? Yine
mi suçlu benim yoksa.. alışkınım ben, zaman denilen şey bana iyi belletti bu
durumu. Korkma! Ya da kork! Ne demişler.. “her korkunun içinde bir dilek vardır”.
Korkmak da insana ait bir dürtü değil mi eni sonu.. nefret etmek gibi.. sevmek
gibi. Saçmalama diyorsun dimi.. saçmalasam n’olur ki.. bazı anlar olur doğru olan
şeyler en büyük yanlıştır. Ya! Ağzını gözünü bükme şimdi.. haklı olduğumu
biliyorsun işte. Ne bu inat? Evet, kabul ediyorum.. geçmiş-gelecek zaman
kipleri arasında sıkıştım ben. Senin gibi onun gibi.. bak yine.. 'O' kimse
değil.. Tanrı aşkına basit bir zamire neden bu kadar takıldın ki şimdi! bakma
bana öyle! Bakma n’olur..
'Nar'
.. bazen bir Nar bir insan
topluluğu olur/ tek bir kabukta birleşmiş. Bazen de o bir Nar sadece sen ve
içinde sakladıklarındır. Birbirine benzeyen, ama ona inat farklı olmaya
çalışan.. hep bi kavga, hep bi sürtüşme.. uzaktan bakan ise bunun farkında dahi
olmaz. Onun tek gördüğü: sert kırmızı bir kabuktur!
Ümit Ünal diyor ki..
“Hepimiz
bir nar tanesi gibiyiz,birbirimize çok benzesek ve çok yakın olsak bile,”bizi”,
kendimizi koruyan o kabuk açılıverdiğinde saçılıyoruz etrafa.. Tanemizden
bıraktığımız o izler de günahlarımız ve hatalarımız gibi hep peşimizde.
Birbirimize ne kadar çok benzesek de farklıyız.”
*film'den sonra yapılacaklar: Jehan Barbur dinlemek - Birhan Keskin okumak.
ayrıca.. dinle!
E.
Kendimle kavgam tadında , sevdim yazını
YanıtlaSil"bazen doğru olan yanlıştır." filmin sonlarına doğru geçen bir replik kalmış aklımda.
YanıtlaSil