Haftasonunun getirdikleri:
Biraz huzur, biraz soğuk, biraz da film. Yarın pazartesi ve
ben henüz evden çıkmaya hazır değilim.
bu bir gerçek
hikayedir...
Sonunu yine en güzelinden bir
filme bağlayacağım düşünceler bunlar.. alıcılarınızın ayarlarıyla oynamanıza
gerek yok. Bir doğum günü çocuğunun geçen yıla içini dökmesi deyip geçelim..
Bu yıldan ne istiyorum? Kendimi
uzak tutmaya düşündükçe tutulduğum bazı saplantılar, bazı alışkanlıklar var.
Ardıma bir an bile bakmadan tereddüt etmeden yürüyüp gitmek istediğim yollar;
ne olduğunu nasıl olduğunu unuttuğum alışkanlıklarım; sözünü bestesini
unuttuğum şarkılar olsun istiyorum.
Çift sayıları hiç sevmedim. Çift
sayılarla biten yılları da.. 2014’e hiç girmek istememem bu yüzdendi. Girmeme
gibi bir seçeneğim olsaydı emin olun kullanırdım. Neden bilmiyorum. Bazı
şeylerin nedenini tanımlamak çok zor. Hiç yanıltmadı beni bu yıl.. mart-ağustos
arasını hatırlamıyorum bile.. O arada tatile çıktım, bir mezuniyet balosu geçirdim, kep
attım.. inanın hiç birini doğru düzgün hatırlamıyorum bile. Çok uzaklarda
kalmış birer anı gibiler şimdi bana..
Şimdi bunları neden yazıyorum;
kendisini sanal dünyada tanımlamaya çalışan insanlara-insana karşı kızgınlığım
olsa bile neden ben şimdi burada bunları yazıyorum bilmiyorum. (zaten kimse
okumayacak) İçimden geldi yazıyorum. İçimden nasıl geldiyse öyle yaşadığım
gibi.
Bazı şarkılara küstüm biliyor
musunuz? Bazı filmlere kızgınım misal.. bazı şairleri dinlemiyorum artık. en
çok da ‘şarabı en iyi ben açarım’ diyenlerden uzak durmaya çalışıyorum. Malum
onların özgüveni beni tüketiyor. Anladım.
İnsanlar hep terk eder. Bilerek
veya bilmeyerek.
Bunları neden anlattığımı inanın
hala bilmiyorum. Belki biraz durur burada. Sonra da silerim gider.
Ne güzel dimi? istediğim zaman
silebileceğim şeyler de yaratabiliyorum bu dünyada. Sileceğim ve kimsenin umrunda
dahi olmayacağı şeyler.
İyi ki..
Bu yılın son film önerisi:
Chocolat olsun diyorum. Ne dersiniz? Soğuk kışa inat; sıkıcı bir yıla rağmen..
bir çikolatayla mutlu olanlar için. İyi yıllar olsun!
E.
tam kışa layık bir film :)
YanıtlaSilİnsan bazen sebepsiz yere "bazı seylere" küskünlük duyabiliyor, neden/kime yazdıgını dahi bilmeden yazabiliyor. Ama bilmem gereken; mutlaka birilerinin okuyor oldugu :) İste sırf bu yuzden bir yorum bırakmak istedim buraya. "Yasadıkların bir gecis doneminin armaganı da olsa, bence cok degerliler. Bunun farkına varıp, keyif almaya bak. Cunku ne tekli, ne ciftli yıllar geri gelmiyor " demek icin. Coktan 50lilerini 60larını gecirmis birinin nasihati gibi degil de, ilginc bir sekilde bazı cumleleri bir zamanlar ben de kurdugum icin. Anlamsız yere bazı sarkıların ilk saniyesinde next'e bastıgım, bazı duraklardan gecerken kafamı cevirdigim icin.
YanıtlaSilBence iyi ki yazmıssın ve hatta ne yazarsan yaz silme, olur mu?. Cunku bunlar senin hissettiklerin.
dipnot: Basucu filmlerinden birini de sona eklemen, ayrı manidar olmus. Hazır kar da yagarken aksam acıp, (kim bilir kacıncı kez) izlemek lazım.
Mutlu yıllar...
Sevgiler, arzu :)
Yeni yıl kapıda! Elif hanim.. ben de bekliyorum bloguma! :) :) ;) ;)
YanıtlaSil