Gölgelerin bize gösterdiği oyunumu oynuyoruz biz? Bize biçilen kostümleri mi giyiyoruz? Bi gölge oyunu mu yaşam dediğimiz, karagözle hacivatınki gibi?
Kukla gibi ışıkların yönetiminde mi gerçeği arıyoruz, var oluyoruz biz? Beyaz kadar karmaşık mı oluşumumuz, hayat beyaz kadar cümbüş mü bize?
Önümüzde uzanan hayata bi tablo dersek, kaç gün sürer bunu tamamlamak? Değeri ne kadar eder? Ya da hangi renkleri kullanırız kendimiz için? siyah mı mavi mi pembe mi yoksa beyaz mı? Beyazlık gerçekten sadelik mi?
Bence en kurnaz renktir beyaz. İçinde bi sürü rengi barındırır ama kimseye göstermez kendini. Siyah öyle mi bak! Neyse o, derin bir karanlık. Karalığını saklayıp kandırıyor mu bizi. Beyaz saklar kendini, dışardan bakan oh ne saf, ne temiz der; ama bi bilse ki içinde neler saklıyor bu bencil renk..
Sevmem ben beyazı. Hem neye biz tam olarak beyaz diyebiliriz ki? Ben her baktığım beyazda hafif sarı hafif gri görürüm. Karamsar mıyım? yoo.. sadece beyaza inanmıyorum, o kadar!
Ondandır herhalde inciyi de pek sevmem ben, beyazdır o da. Kendine saklar güzelliğini, ışığıyla diğer renklerin gözlerini kamaştırır. Diğerlerini söndürür ki o fark edilsin. Beyazın kanında var kendini beğenmişlik, ne yaparsın!
İncinin göz rengini ortaya çıkardığına inanıyormuş Johannes Wermeer. Bütün olay incide sanki! Sanki Griet kulağına zümrüt ya da yakut taksa aynı gözle bakmayacak dünyaya, laf!. Ama işte böylece beyazın büyüsüne kapılmış inci küpeli kız, inanmış o da beyazın masumiyetine, kandırılmış! Unutmuş güzelliğini, sanmış ki onu tek özel kılan kulağında sallanan inci küpe.. bir çift beyazlık mıydı yani tutkuya ilham veren?
E.
ne guzeldi!
YanıtlaSilbnde görürürm o griyi birde..
görmek önemlidir, hem nereye kadar polyanna olabiliriz ki dimi ama..
Silbeyaza inanmamak konusunda saa katılıyorum elifim :)
YanıtlaSilee aklın yolu bir Mia'cım:)
YanıtlaSil