16.4.12

Tanrı bile batıramaz!


  Kimi, bazı şeylere uğruna ölecek kadar inanır, savunur, onların üzerine toz kondurmaz. Kibirden değildir bu, ya da fazla özgüvenden. Sadece bazı şeylere koşulsuz inanmaktır, tüm benliğiyle iyi olacağına inanmasıdır onu bu kadar savunmasına sebep. Ama olmaz bazen, alabora eder seni, tıpkı titanik gibi batıverir ansızın görünmeyen bi buz dağı yüzünden. Seni okyanusun tam ortasında bırakıverir. Sonra ise elinde bi tane umut taneciği bile olmaksızın kurtulmayı beklersin.

                                                                                       'Titanic'

  Zengin kız fakir oğlan klişesine o kadar alıştık ki, yeter artık bu hikaye tutmaz dediğimiz senaryoların babasıydı titanik. Vizyona girdiği yılla henüz küçük bi kız olduğumdan sinemada izleyememiştim onu, ama daha sonrasında o kadar çok izledim ki. .say deseler kaç diye sayamam herhalde o kadar fazla.. bi o kadar da göz yaşı döktüm herhalde. Etkisi ilk izlediğim kadar olmasa da son izlediğimde bile hala gözlerimin dolmasına engel olamamam da takdire şayan hani..

  Çoğumuzun zihnine kazınan karelerden ibarettir bu hikaye.-Jack ile Rose’un aşkı- Güvertedeki o yıllar yılı bilinen, hep taklit edilen duruş, o hızlı adımlarla yapılan dans gösterileri, gemi batarken bile inatla, inançla müziklerini bırakmayan orkestra.. daha birçoğu. İşte bundandır en iyi aşk filmi nedir diye kime sorarsan sor titanik cevabını alman, çoğu insanın en iyi ilk üçünde yer alması bundan.

  Başka bir şey isteseydim keşke..
  Bi 4-5 yıl önceydi sanırım, bi film için gittiğim sinema salonunun girişine titanik’in afişi asılmıştı. Tabi o sıralar 3D muhabbeti yok. Ah dedim.. ya keşke titanik tekrar vizyona gelse de onu dev ekranda izleyebilsem, ne iyi olurdu böyle bi atmosferde onu tekrardan ve takrardan izlemek. (tekrarlardan hoşlanırım playagain den anlaşılacağı üzere^.^) sonra bi baktım James Cameron beni duymuş olmalı ki titanikle bizi tekrardan buluşturdu. para hırsından ne yapacağını şaşırdı bu adam diyenlere birazcıkta olsa katılmamın yanında, yine de kızamıyorum işte naparsın..

dipnot*: bu benim ilk vaka’m değil; ikinci keşke’m de ‘selvi boylum al yazmalım’dı. Ve vizyona tekrardan geldiğinde koşarak gidip izledim, hem de arkadaşımla bomboş salonda ikimizdik sanki salonu kapatmış gibi.. tabi her insan nostalji sevecek değil. Bu iş bizim gibi antikalara özel sanırım:)

o zaman artık 3. keşkemi açıklıyorum.: The Godfather!! tekrardan gel ki, seni de beyaz perdede izleyeyim, hadi!  

E.

5 yorum:

  1. Biz de burda gitmek istiyoruz en yakın zamanda izleyeceğiz Şule'yle:D

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. izleyin izleyin:) uzak diyarlarda..

      Sil
    2. izlemeyin gelin birlikte izleyelim :) ben size sinema kapatırım :)

      Sil
  2. ben de blogumda titanikle ilgili yazı yazdım :) ve ben de dövüş kulübü için aynı seyi söylüyorum inş olur :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. gördüm, ve yorumumu bile yaptım:) bian düşündüm de dövüş kulübü harika olur gerçekten:)

      Sil