1.11.13

"bataklıkta dans ediyoruz.."

Çatışmıyorlar arkadaşım, direniyorlar!

Ne Ankaraymış arkadaş.. bana kendini sevdire sevdire bitiremedi. Biri bana deseydi ki şu soğuk şehri seveceksin, asla inanmazdım. Gel gör ki şimdi bırak sevmeyi, özlemişim la.. bildiğin sakaryadaki rakı sofrasını, behzatın o yeşil koltuğunu, harunun küfürlerini, hayaletin aşkını, tahsini, edayı, akbabayı, ercüment çözeri ve tabii ki amirimi.. bildiğin baya baya özlemişim işte.
..bizi ayıranlar utansın!

“Evet batman çekiyoruz. Bu ülkede böyle şeyler olmaz ki, ben fantastik şeyler yazdım” demiş kendi kendine Ercan Mehmet Erdem; sonra ne mi olmuş. Tüm bu olanlar işte.. Ankara yanıyor demiş. İlk korun İstanbul’a düştüğünü hatırlatmama gerek yok sanırım.. hatırlatma unutulan şeyler için yapılır gerçi. Unuttuk mu peki biz olanları? Asla! 

                                                                                                           'BehzatÇ Ankara Yanıyor'

Bugün filmi izlerken acayip bir burukluk sardı içimi, biraz da öfke. Bu kadar gerçekçi olduğu içindi belki de,  belki cinayet büroyu fazla benimsediğim içindi.. kim bilir. Ama olan şu ki.. o atılan gaz bombaları, biber gazları amirimin olduğu kadar benim de gözümü yaşarttı be, çıktı ya yalın ayak sokağa. heh işte ben de bazen kendimi yalın ayak sokakta öylece duran amirim gibi hissediyorum, umudunu kaybetmiş. Peki buzdolabındaki o şişe şişe bomontiye ne demeli.. o malum 22'den sonraya en hakiki cevap değil miydi o? 

Ayrıca.. amirimin koltuğuna oturan o kılıksız adamı, yanındaki malum bıyıklıyı her gördüğünde yumruğunu sıkıp, tırnağını etine geçirmeyen.. kusura bakmasın da bizden değildir.!

Eski bir arkadaşını görmüşçesine mutlu ayrıldım ben bugün atlas’ın o büyük salonundan. Her cuma evimde o mavi çekimleriyle izlediğim behzat gibi değildi belki; daha çok aksiyondu, daha çok hareketti. Ama öyle özlemişim ki.. öyle ki.. onları bir kez daha görmek, bana bir kez daha la Ankara bir başka! dedirtti..

Şimdi ne denir ki sana. şu kara şehri de sevdim ya.. ağzımda zor tuttuğum küfürleri sen bağırıp çağırdın ya.. korkmadın ya.. sana ne desem eksik kalır.. ne desem az.
“bataklıkta dans ediyoruz. bataklıkta olduğumuzu hatırlatanları boğarak. kıyametin tek adaleti, herkes için kopması” demişsin ya. Haklısın be Emrah Serbes. belki adalet anca o zaman yüzünü gösterir bize..

Şimdi doğru söze ne denir..
Kaos iyidir geliştirir..


E.

2 yorum:

  1. Ben de bugün izledim kelimelerme tercüman olmuşsun :) harikaydı bi'daha çeksinlrr diye defalarca izleyebilirim o kadar hasret kalmışım. Dediğin gibi bizi ayiranlar utansın...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. tekrar tekrar.. televizyonda olmuyorsa beyaz perdede izlemeye devam edelim biz böyle. güzel olur:) hiç şikayet etmem..

      Sil