O halde güneşli bir pazartesinden merhaba!
Güzel bir kahvaltının ardından
yapılacak en güzel şey bir kahve ve eğlenceli bir filmdir. Tam romantik
komedilik kıvamda bir hava değil mi şu gün? Evet aynen öyle.. ben de aynen öyle
düşündüm ve arşivimden en güzel romantik komedi filmini çıkarıverdim. Konu romantik
komedi olunca belli kriterlerim oluyor.. yani ne bileyim klasikleşmiş bu tarz
filmler yerine günümüzün uyarlamaları pek hoşuma gitmiyor. Tamam evet çok güzel
olanlar var ama asıllarını yaşatmanın ötesine geçemiyor bende üzgünüm. O yüzdendir
ki eğer canım romantik komedi izlemek istiyorsa klasiklerime sığınırım. Ki başta
gelen filmim ise bu konuda tartışmasız: sevgili Bridget’ımdır:)
Aslına bakarsanız Renee Zellweger’ı
bu filmden başka bir yerde hiç sevemedim.. ama tabii bu şey ne Hugh Grant için
ne de Colin Firth için geçerli olması mümkün dahi olamaz! Onları hep sevdim..
hep olsunlar itiraz yok.
Hiç günlük tuttuğunuz oldu mu? Büyümeye
özendiğiniz çocukluk anlarınızda, ya da ergenliğin yüz tutmuş olduğu lise
zamanlarında.. ya da günlük demeyelim şu
işe biz. Hiçbir şeyler karaladınız mı bir yerlere, yani bir defteriniz var
mıydı diyorum, sadece sana özel.. hiç mi olmadı? Çok yazık. Hemen edinin..
hemen! Dimi sevgili günlük severler?
Benim öyle Bridget gibi gün gün
tuttuğum tam teşekküllü bir defterim hiç olmadı.. ama hep özel defterlerim
oldu. Bir keşfedilse ahh ahh.. çok fena. canım sıkıldıkça, mutlu oldukça
yazdığım. Yazdıkça yazı şeklimin bile ruhsal anıma göre farklılaştığını fark
ettiğim, yazdıkça eskiyen, yazıları silinmeye yüz tutmuş sevgili defterlerim..
çok fazlalar. Hatta geçen gün mevsimlik olarak yaptığım oda temizliğimde fark
ettim ki varlığından bir haber olduğum birkaç defterimsi varlığım daha varmış..
kim bilir daha nerede neler var.. oda oda değil sanki.. annemin deyişiyle çöp
yığını!
Bi itiraf* : Atmaya kıyamadığım
şeyler o kadar birikti ki.. odam kağıttan kitaptan geçilmez bir halde. Sinema
tiyatro konser uçak-tren biletleri, neden topladığımı bilmediğim avrupanın
gittiğim her yerinden aldığım bardak atlıklarım, bira kapakları, yok şarap tıpası..
ohoo falanı filanı işte.
'Bridget Jones Diary'
Bridget’a dönelim mi hadii!
Sevgili Bridget,
Sen umudununu kaybeden kadınlara
umut olmuş, sen tüm şapşallıklarına rağmen iki adamı kendi etrafında pervane
etmiş seeen! ..neyse:)
Tamam abartmıyorum, sakinim.. Kısaca
güzel eğlenceli bir gün geçirmek isteyenlere tavsiyemdir, iki filmini de arka
arkaya izleyebilirsiniz sıkılmama garantisi de benden.
-en güzel tavır: tamamen emin
olamayan bir adam için hayatımla kumar oynamayacağım. Vay bee Bridget aferin sana! demiştim, evet.
-ve mark darcy’nin uyurken..
bana bakmayı kes demesi de, en güzel sahnelerden biridir. (nokta)
-ilk filmin son sahnesinden
bahsetmiyorum. o sahneyi sevmeyen gözüme gözükmesin.
..şimdilik benden bu kadar. Film
seansını bitirdiğime göre, bu boş pazartesimi arkadaşlarımla noktalamak üzere
dışarı çıkıyorum.. size pazartesi sendromunuzla kolaylıklar gelsin..
E.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder