7.10.13

Biri pazartesi sendromu mu dedi?

Yoo.. o bana pek uğramıyor bu aralar.. en azından bir süre:)

O halde güneşli bir pazartesinden merhaba!

Güzel bir kahvaltının ardından yapılacak en güzel şey bir kahve ve eğlenceli bir filmdir. Tam romantik komedilik kıvamda bir hava değil mi şu gün? Evet aynen öyle.. ben de aynen öyle düşündüm ve arşivimden en güzel romantik komedi filmini çıkarıverdim. Konu romantik komedi olunca belli kriterlerim oluyor.. yani ne bileyim klasikleşmiş bu tarz filmler yerine günümüzün uyarlamaları pek hoşuma gitmiyor. Tamam evet çok güzel olanlar var ama asıllarını yaşatmanın ötesine geçemiyor bende üzgünüm. O yüzdendir ki eğer canım romantik komedi izlemek istiyorsa klasiklerime sığınırım. Ki başta gelen filmim ise bu konuda tartışmasız: sevgili Bridget’ımdır:)

Aslına bakarsanız Renee Zellweger’ı bu filmden başka bir yerde hiç sevemedim.. ama tabii bu şey ne Hugh Grant için ne de Colin Firth için geçerli olması mümkün dahi olamaz! Onları hep sevdim.. hep olsunlar itiraz yok.

Hiç günlük tuttuğunuz oldu mu? Büyümeye özendiğiniz çocukluk anlarınızda, ya da ergenliğin yüz tutmuş olduğu lise zamanlarında..  ya da günlük demeyelim şu işe biz. Hiçbir şeyler karaladınız mı bir yerlere, yani bir defteriniz var mıydı diyorum, sadece sana özel.. hiç mi olmadı? Çok yazık. Hemen edinin.. hemen! Dimi sevgili günlük severler?

Benim öyle Bridget gibi gün gün tuttuğum tam teşekküllü bir defterim hiç olmadı.. ama hep özel defterlerim oldu. Bir keşfedilse ahh ahh.. çok fena. canım sıkıldıkça, mutlu oldukça yazdığım. Yazdıkça yazı şeklimin bile ruhsal anıma göre farklılaştığını fark ettiğim, yazdıkça eskiyen, yazıları silinmeye yüz tutmuş sevgili defterlerim.. çok fazlalar. Hatta geçen gün mevsimlik olarak yaptığım oda temizliğimde fark ettim ki varlığından bir haber olduğum birkaç defterimsi varlığım daha varmış.. kim bilir daha nerede neler var.. oda oda değil sanki.. annemin deyişiyle çöp yığını!

Bi itiraf* : Atmaya kıyamadığım şeyler o kadar birikti ki.. odam kağıttan kitaptan geçilmez bir halde. Sinema tiyatro konser uçak-tren biletleri, neden topladığımı bilmediğim avrupanın gittiğim her yerinden aldığım bardak atlıklarım, bira kapakları, yok şarap tıpası.. ohoo falanı filanı işte.


                                                                                                  'Bridget Jones Diary'

Bridget’a dönelim mi hadii!

Sevgili Bridget,
Sen umudununu kaybeden kadınlara umut olmuş, sen tüm şapşallıklarına rağmen iki adamı kendi etrafında pervane etmiş seeen! ..neyse:)
Tamam abartmıyorum, sakinim.. Kısaca güzel eğlenceli bir gün geçirmek isteyenlere tavsiyemdir, iki filmini de arka arkaya izleyebilirsiniz sıkılmama garantisi de benden.

-en güzel tavır: tamamen emin olamayan bir adam için hayatımla kumar oynamayacağım. Vay bee Bridget aferin sana! demiştim, evet.

-ve mark darcy’nin uyurken.. bana bakmayı kes demesi de, en güzel sahnelerden biridir. (nokta)

-ilk filmin son sahnesinden bahsetmiyorum. o sahneyi sevmeyen gözüme gözükmesin.

..şimdilik benden bu kadar. Film seansını bitirdiğime göre, bu boş pazartesimi arkadaşlarımla noktalamak üzere dışarı çıkıyorum.. size pazartesi sendromunuzla kolaylıklar gelsin..


E.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder