Genelde hayatımız hep bir şeyler kazanmaya çalışmakla geçer. Para kazanmaya çalışırız, güven kazanmaya çalışırız, insan kazanmaya çalışırız…
Okul sıralarında, ofis koridorlarında arkadaş kazanmaya çalıştığınız mutlaka olmuştur. Genelde yaptığımız bu işte, kazanmak! Biz dünyaya kazanma hırsıyla gelmiş, ortalığı birbirine katmış, ve sonunda o hırsı başını yemiş insanlar olarak; pek kaybetmekten haz etmeyiz. Tabi gerçekte kaybetmek değilse esas isteğimiz.
Ucunda kazanılacak bir şey varsa kaybetmesine iddiaya girecek kadar gözü dönmüşleriz biz. Sırf kazanma uğruna duyguları çiğneyen, ezip değerinden tek bi kırıntı bile bırakmayan, tam da biz oluyoruz. Tüm insanoğlu!
Nerden geldim, konuyu nereye bağlayacağım ben bile şaşkınım..
Diyorum ki ortada bir iddia varsa, bi süre ve bi kadın-erkek varsa. Tek bi soru kalır geriye how to lose a guy in 10 days?
Genellikle kazanmanın kurallarını öğrendiğimiz kitaplara, filmlere alışık olduğumuzdan isim biraz garip gelebilir. Ama yanılmayın, amaç aynı. Ters köşe, ters takla her neyse.. işte bu film bunu yapıyor. Diyo ki; bi insanı kazanmak istiyorsan, her şeyi onun burnundan getir, hayatı zindan et, ağla zırla surat as, sakın ha sakın gülme. An gelecek bi gün çok ufak bişi ona gerçek yüzünü gösterecek -bi hftasonu aile evine yapılan ziyarette çocuk halinle tanışacak, sarhoşken şapşal bakışlarındaki samimiyeti görecek belki, ya da uykunda sayıklayacaksın saçma sapan gülümseyeceksin falan..- işte o an kazanmış olacaksın onu. Aslında basit gibi görünüyor dimi? Evet, eğer hayatınız bi romantik komedi kıvamındaysa bundan iyisi şamda kayısı hani..
Nerede duydum hatırlamıyorum, sanırım bi filmdeydi. Bi insana aşık olmak için öyle ayların yılların geçmesi gerekmiyormuş. Saniyelikmiş her şey. Dediğim –an geleceklere- atıfta bulunarak, soruyorum ben de o halde.. bu kadar anlıksa hayatımıza anlam katan her şey, neden nasıl diye sormak ne kadar doğru?
Ne? Biri ‘carpe diem’ mi diyo yoksa? yok canım o da bi filmdi dimi? evet evet..
E.
bu film çok eğlenceli, rüyalarında bile film içindeysen demek ki Blair Woldorf gibisin:))blogunu izlemeye aldım benmkine de bklerim:)
YanıtlaSilbence düşler en güzel film senaryolarıdır zaten, içinde olmamak mümkün değil:)
YanıtlaSilsaniyelikmiymiş?:)
YanıtlaSilöle.. ama bazen dakikaya sarkabiliyor:)
Sil