6.12.11

Aslında Paris yağmur altında daha güzeldir!

   Renkli renkli apayrı hikayeler, farklı zamanlar, zamanda yapılan gece yarısı yolculukları.. Paris’in gölgesinde kalan birbiri içine geçmiş zamanların hikayesi. Picasso’dan Dali’ye, Hemingway’den Eliot’a kadar uzanan bi W.Allen hayali. Bir rüyaydı belki de izlediğim, midnight in paris'in derininden duyulan kilise çanı misali..

                                                                                        'Midnight in Paris'

   Hiç düşündünüz mü yanlış yılda doğduğunuzu? Aslında başka yüzyıla ait olduğunuzu söylediniz mi hiç? Ben sık yaparım bunu. Şimdiki zamanın dışında her şey güzeldir benim için. Hani hep geçmiş olunca özel olur ya, hep şimdiki zaman sıkıcıdır ya. İşte tam da öyle bişeydir bu şimdiki zamanın seni asla tatmin edememesi. Neden mi? Çok basit, zaten hayatın kendisi değildir seni memnun eden, hayalinde yaşattığın geçmiştir..

   Ne demiş Faulkner, “geçmiş ölmedi. aslına bakarsan hiç geçmedi bile”
  Popüler olan her şeyden kaçarım ben. Modernite olayı pek bana göre değildir. Hani antika, ikinci el ne bulursa gözleri fal taşı gibi açılarak “bunların hepsinde bi yaşanmışlık var, bi hikayesi var” diyen o deliler var ya, o kişilerden biri bendeniz oluyorum. Sahafların kokusu, pikaptan çıkan o hafif cızırtılı ses, siyahbeyaz o klişe filmler.. gözümde üzerine zamanın bindiği her şey, yenisinden bin kat daha değerli olabiliyor. Delilik mi, aptallık mı, hastalık mı bilmiyorum. Ama bazen bu tutkumun annemi delirttiğini görebiliyorum, ama elden gelen bir şey yok malesef. Neyse tekrardan dönelim Paris’in o ışıltılı sokaklarına.

     Woody Allen’ı severim, gariptir biraz belki de ondan, kim bilir!
  Nerden vardım bu kanıya bilmiyorum ama bu filminin daha normal olacağını düşünmüştüm. Neyse ki, Tim Burton’ı nasıl fantastik dünyasından ayıramıyorsak, Allen’ı da hayallerinden ayırmanın mümkün olmadığını daha filmin en başındayken hatırladım. Yani sonunda ne hayal kırıklığı ne de beklenenin üstünde bir şeydi filmin bendeki hali. –yani ne olabilirdi ki; hikaye tam benlik, şehir ise gözlere şenlik iken- 

dipnot*: bu yazımı Paris'e gidebilme ihtimalimin olduğunu öğrendiğim şu güzide günde yayınlamamın ironik bi durumunun olduğu su katılmaz bi gerçek hani..

bi W.Allen seversen, belki hoşuna gider; 

E.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder