Sanattan yoksun mu yaşıyoruz
biz.. sanat politika halini mi almış yoksa biz uyurken.
Uyandığımda bi baktım
her eleştiri bir ok gibi delmiş geçmiş sanatımı. Artık kalan şey ne benim, ne
olmasını istediğim kişinin himayesinde. Gerçekten kaçan, masalları en büyülü
edebiyat gibi gösteren her biri hep korkar gerçekleri gösteren sanattan. Filmden,
kitaptan, şiirden, tiyatrodan.. ondandır ki en baştaki hedef onlardır, tüm
cezalar onları uygulayanlardadır.. zindanıydı, hücresiydi.. sanata engel mi
olur.. sanmam!
Aslına bakarsanız tüm bunlar kamçılanan
tüm duyguları, daha da bir perçinler. İşte bundandır ki hep görürüz biz o
gerçekleri o sahnede, o satırlarda.. ve
biz unutamıyoruz bundan işte.. “sen sanma ki sanatın damağında tadı var acı bir
hıyar lezzeti gibi..” der Nazım, o da hep gerçeklerden bahsettiği için değil miydi..
tüm olanlar..
Sanat sanat içindir.. yok sanat
halk için diye tartışırlardır ya hep.. bi kendine bıraksanız ya şu duyguların,
gerçeklerin dışa vurumunu.. bi bırakın da sadece sanat yapsınlar amacını sorgulatmadan..
hani özgürüz ya biz.. bi bırakın Tanrı aşkına..
Bu isyan nereden mi geldi.. bi
oyundan taa 16.yüzyıla uzandığım saatlerden kalma.. Venedik’te ressam Galactia ile
buluşuyoruz.. hükmedilen sanata direnen ressamın portresini..
Bir İnfazın Portresi.. semaver
kumpanyadan bizimle buluşuyor.. oyunu izlerken dedim ki bütün bunlar nereden
tanıdık geldi bana? Hangi yıldan hangi ülkeden?
ben de göreyim bi diyenler için tıktık^^
".. Sanatın tadına varmak istemiyorsanız, sanat kültürü almış biri olmalısınız, başkalarını canlandıran ve yüreklendiren biri olmalısınız. İnsanla ve doğayla ilişkilerinizin her biri gerçek bireysel yaşantınızın belirli bir şekilde dışavurumu olmalı, iradenizin nesnesine uymalıdır..." -Karl Marx
E.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder