7.1.14

29.78km/s

Koridor, floresan ışığının beyaz kasvetinde yamuk parkelerle uzanıyordu orada. Öylece duruyordu. Çok uzundu. Yolun sonundaki kapının rengini bile ayırt edemiyordum. Beynimin içinde ayak sesleri. Yavaş yavaş ritim buluyorlar üstelik.  Dilimde keskin bir tat. Sanırım yine dişimi dilime geçirdim, kanıyor. Bir adım atıyorum yer sallanıyor. Bir adım daha.. bu kez sola doğru. Deprem desem değil. Sallanıyorum. ‘Dünya sarhoş oldu herhalde. O son kadeh kalacaktı masada’ diyor biri. o biri sürekli konuşuyor, ama kimse yok gibi. Koridor uzanıyor hala aynı haşmetiyle önümde. Tenim o ışık yüzünden daha çok beyazlıyor. Yavaş yavaş yok oluyor sanki. Saydamlaşıyorum.. kafamın içindeki sesler aynı tempoda devam ediyor. Birileri koşuyor. Birileri sürekli koşuyor ve birileri sürekli konuşuyor. Ben de konuşmak istiyorum, ama o kekre tat kendini hatırlatıyor. Kendi kanımı tanıyamıyorum..

Yavaş yavaş kaybediyorum yörüngemi sanki. Yavaş yavaş uzaklaşıyorum. Yavaş yavaş..

O birisi haklı sanırım. Sarhoş oldu dünya. Dilini kanatana kadar kadehi dayadı ağzına. Uyumak dahi istemediği güne inat yirmiüç saat boyunca rüya gördü. ve bir saat dolu dolu ağladı. Kendini rapunzel sanarak uyandı. Kime kızdı? Neye kızdı? Neden kızdı? bilmem.. Makası saçına çok sert vurdu. Sonra saçının her bir teli kanadı. Ayrı ayrı..

Evet ben Dünya. Herkes beni öyle çağırıyor. Gerçek adımı ben dahi unuttum.
Evet ben Dünya. Ve o birisi yine haklı. Dünya bugün sarhoş. Ve yavaş yavaş yürüyor her zaman koştuğu derinlikte. Bardağın üzerinde yüzen tortular bu kez yavaş yavaş çöküyor dibe.. Yavaş yavaş..


Bir film karakterdin. Bugün öldün. Ağladım.

E.

2 yorum: