3.9.12

"Arkadaş kalalım!"

Arkadaşlık özeldir.

Ve bence.. bir erkek, bir kadın için en iyi arkadaş olabilir.

Ama senaristler ve benim yakın bi arkadaşım ısrarla bunun olmayacağını söylüyor. Adeta evren beni ikna etmeye zorluyor bu konuda.. En son izlediğim iki filmin de ana fikri aynı.. bi erkekle bi kadın arkadaş olamaz..

Harry ile Sally’i tanıştırdım olmadı.. arkadaştan ötesi yoktur dedim yine tutturamadım..  ama.. şunu öğrendim ki “arkadaş kalamayız!!”.. hıhım..

….                                                                                                                   
Bilmiyorum haklı olabilirsiniz belki.. ama yine de söz geçiremiyorum benim o her şeyi bildiğini sanan ukala beynime. Olsun ama yine de siz bi dinleyin benim fikirlerimi.. bi duyun sesimi..
Siz, aşkın arkadaşlıktan doğduğuna inananlar.. yalnız bi erkekle bi kızın arkadaş olamayacağını söyleyenler.. bu sana gelsin Harry!

Bence olay tamamen birbirine karıştırılıyor.. olay şu. Jamie ile Dylan gibi.. ve ya Harry ile Sally.. her ne ise işte.. mekandı zamandı kişiydi ayırt etmeksizin.. bütün bu olanlara sebep olanlar işte tam olarak da bunlar.. neden mi? Hemen söylüyorum… çünkü bunlar birbirlerine aşık oldukları halde korkaklıklarından arkadaşlığın arkasına gizlenen.. ama sonunda saklandıkları yerden artık sıkılmaya başladıkları için çanak çömlek patlatan oyunbozan tipler! Tüm bunlar hep bu yüzden oluyor. Yani öyle arkadaşken aşık olma yok yani.. aşık olmamak için arkadaş oyunu oynamak var.. Esas olan bu!

Şimdi bunu okuyanlarınızın birçoğu diyecek ki.. ama ben biliyorum şöyle oldu.. ama ben gördüm böyleydi.. Bunları inkar ettiğim yok.. bu dünyada milyarlarca insan yaşıyor, kim bilebilir ki Eros’un canı sıkılmıştır, yorulmuştur belki.. aynı sırada oturan iki arkadaşa fırlatıvermiştir okunu. Benim karşı çıktığım nokta şu genelleme dediğimiz olay..  neden her filmde arkadaşlar sevgili olur mesela..  nedir bu bilinç altına yaydığınız oyunlar.. bana bunu açıklayın..

Aslında bi neden geliyor aklıma ama..

Biz insanlar hiçbir zaman kendimizi tanımadığımız birine kolaylıkla açmayız, birine bi görüşte bi dokunuşta tutulacağımızı asla kabul etmeyiz.. çünkü biz akıllıyız! Bu kadar akılsızca birşeyi kabul etmez o nadide beynimiz. İşte tam olarak da bundan beyin kendine harika bi bahane yaratır.. alışkanlıklar.. arkadaşlıklar..

Her neyse.. karmaşık da olsa en azından ucundan köşesinden içimi döktüm.. her ne kadar kendimi bu savaşta tek başına savaşan bi şövalye gibi görsem de..  kılıcımı asla teslim etmeyeceğim:)

Bu konuya açıklık getirebildiysem eğer... benim sinirlerimde erozyon oluşmasına neden olan şu filmlere gelelim^^
                                                                                'When Harry Met Sally'

Öncelikle.. Harry ile Sally tanışınca diyorum..
Eski filmlerin renklerini, müziklerini, kıyafetlerini, saç modellerini.. her şeyini seviyorum.. hafiften aldığım o nostalji kokusu bu tarz filmlerin diğer filmlere göre bir sıfır önde başlamasına sebep oluyor.. ee ne diyeyim.. Harry ile Sally iyi ki tanışmış:)
                                                                               'Friends With Benefits' 

Diğeri ise.. Arkadaştan öte..
Arkadaş kalamayacaklarını söyleyen Harry’e inat Dylan burada arkadaş kalabileceklerini savunuyor. Ama başlangıç ne olursa olsun sonuç ikisinde de mutlu sona bağlanıyor. O değil de yaklaşık bi saat kadar önce izlediğim bu romantik komedi filminin sonunda ağlanacak ne buldum hala çözemiyorum.. büyük bi buhran.. çözülmesi güç bi muamma içindeyim anlaşılan..


dipnot*: Meg Ryan’ı bir tek ‘Mesajınız Var’da seveceğimi düşünürken.. Sally  ben de burdayım dedi!

dipnot**: Mila Kunis’i   ‘Black Swan’daki harika performansından sonra kötü bir oyunculukla görmeyeceğimi biliyordum, ve yanılmadım^^  ama inanın Justin Timbarlake’in böyle olabileceğini düşünemezdim.  Daha önce ‘Social Network’de de izlemiştim ama böyle esas oğlan olarak görmek.. inanın bi ara bana şarkıcı kimliğini unutturdu. Ve sanırım Dylan’a ben de aşık olabilirim.. ya da arkadaş^^

dipnot***: biliyorum yukarda genellemelerin kötü olduğunu söyledim ama.. yine de dayanamadım..  ve bu iki film arasındaki önemli bi benzerliği söyleyeceğim.. Harry de Dylan da filmin son sahnesine kadar ödlekliğin dibine vurarak, kaçmayı seçmişlerdir. Buradan bi genellemeye varacak olursak… erkekler mi kadınlar mı daha cesur? Hadi bakalım.. alın size günün sorusu:)

özlüsöz*: "gerçek aşk=Hollywood yalanı" -friends with benefits

E.

2 yorum:

  1. Cevremdeki ve izlemeyi pek sevdigim ekranlardaki bir cok aksi ornege ragmen, ben bir kadin ve bir erkegin arkadas olabilecegine inaniyorum.
    Hatta kendim de yakin erkek bir arkadasa sahip olmanin ayricaligini yasiyorum.

    Bana kalirsa bu "one thing lead to another" klisesi senin de cok guzel ifade etmis oldugun duygulari saklamahikayesinden kaynaklaniyor. Bazen bu tip filmleri izlerken "kimi kandiriyorsunuz?" diye dusunmeden edemiyorum cunku basindan beri onlar birbirlerinin bakislarini ve guluslerini yakalayamasalar da biz herseyin coktan farkinda oluyoruz.
    Arkadasliktan aska donusen bir iliski olmuyor asla.
    Arkadaslik susu verilmis gizli bir ask donuyor.


    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. aynen öyle.. kelimesi kelimesine.. ^^

      Sil