bugün durdum bi. dedim ki kendi kendime.. sen sus!
-
Sonra zaman geçti. Zaman hiçbir şeyi düzeltmez. Daha beter
de etmez. Zamandan bağımsız şeyler bunlar. Karanlıkta uzanıp bir sigara daha
yakmaktan başka bir şey gelmiyordu elimden. Babam öldüğü için değil. Aşık
olduğum için değil. Öyle olması gerektiği için.
Sonra biraz içtim ve telefona sarıldım. Bu adil bir şey
değil. İki taraf için de. İnsanlar sizin alkollü olduğunuzu anlar ama
bellekleri bunu böyle kaydetmez. Çünkü gelen sadece sestir. O sesin üstüne en
ayık halinizi yerleştirir bellek. Bellek böyle namussuz bir orospu çocuğudur
işte. Sizi üçkâğıda getirmek için elinden gelen her şeyi yapar. Hepimiz yanlış
hatıralara sahibiz. Öyle yaşanmadı onlar. Hatıralarını yazan ihtiyarları
düşünün, kitabı bitirdikleri zaman öleceklerini bilirler, o yüzden bitiremezler
bir türlü, yaşamak için sallamayı sürdürmeleri gerekir.
Onu aradım ve seni seviyorum dedim. Çarklar durdu, yargılama
bitti. Hayatımda ilk kez çekip gitmek istemiyorum. Şimdi bile utanıyorum
söylediklerimden. Herkesin kalbinin çizildiği bir yer var. Orada görünmez bir
duvara çarpıyorsun. Daha öteye gidemiyorsun. Bütün dünyan o çakıldığın yerden
uzanabildiğin yere kadar oluyor artık. Benim çakıldığım yer de o günlerde bir
yerde işte. Ama tam nerede bilemiyorum. Hiçbir zaman da bilemeyeceğim bunu.
Orası beni daha iyi bilecek.
Sonra konuşalım dedi. Sonra konuştuk. Hastanenin
karşısındaki otoparkta. Otoparkın bir köşesini oto yıkamacıya çevirmişlerdi
diğer köşesini çay bahçesine. Çok amaçlı grotesk bir yer. Ne konuştuğumuzu
yazmayacağım. O kadar da değil. Çünkü bunlar özel şeyler. Zaten ben hayatımı
anlatmak istemiyorum ki. Yaşadıklarımı düşünerek oradan bir sonuca varmak
istiyorum sadece. Sanırım demode bir yazarım. Genellemeleri seviyorum ve
noktayı koyduktan sonra ardımda iyi kötü bir anlam bırakmak istiyorum. Artık
bunun bir anlamı kalmadığını düşünsem bile böyle yapıyorum. Lanet olsun, öyle
alıştım çünkü, nasıl başlarsa öyle gider.
!Emrah Serbes
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder