30.8.11

As time goes by!


- play again Sam! for old times’ sake. play it once ‘As Time Goes By’

   Zaman geçtikçe, eski günlerin hatırına; diye başlayan cümleleri ne kadar çok duyarız dimi. Eski anların değeri hep yıllar sonra anlaşılmak zorundadır. Birinin girerken diğerinin çıkmak zorunda olduğu o kadar saçma bir dünya ki, içinde bulunduğumuz her an kendini bu konuda ispatlıyor.
    Kiminin silahla, kiminin sözle, kiminin ise müzikle yaptığı direnişlere tanık oluruz. Her direnişin, savaşın arkasında hep bir kadın, bir erkek ve önünde iki tercih vardır. Duygular- düşünceler; kendi- etrafındakiler; olan- olması gereken. Sonunda bir tercih yapılır tabi ki. Ama hep bir piyano tınısı hatırlatır seçimindeki hatayı. ‘zaman geçtikçe’ hala eski hikaye, aşkın savaş ortasındaki hali; gelecek ne getirirse getirsin eski zamanların hatırına aynı duygulara tekrardan playagain.


                                                                                         'Casablanca'

     Şehirlere anlamlar yükleriz. Basit bir yüz ölçümü, jeopolitik konumu değildir şehirleri önemli kılan. Paris, aşık olduğun için; Casablanca, geçmişinle buluştuğun için özeldir. Tıpkı bendeki; doğduğum için İstanbul’un, hayal ettiğim için de Barcelona’nın özel olması gibi. Mekan, zaman ve kişi kadar önemlidir. Onlar olmadan da sadece enlem-boylam arasında  sıkışmış km² den başkası değil.

          ‘bunu unutmamalısın
           bir öpücük, hala bir öpücüktür,
           bir iç çekiş, hala bir iç çekiştir,
           ….
           kadının erkeğe
           her erkeğin de kadına ihtiyacı vardır’
           http://fizy.com/#s/17ab3g

     E.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder